Göynem – Beyşehir

İlahi – Kur`an -İslam – Din -Tasavvuf – Belgesel – Dua – Hadis – Tarih – Şiir – Vs… – بِسْمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

Archive for 24 Ara 2015

GÜZEL AHLAKIN BELİRTİLERİ

Posted by Site - Yönetici Aralık 24, 2015

Güzel ahlak,Kimyay-ı Saadet – İmam Gazali,

GÜZEL AHLAKIN BELİRTİLERİ

Güzel ahlakın belirtileri vardır. Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de mü’minlerin özelliklerini şöyle belirtiyor:

Yüce Allah buyuruyor ki:
Namazlarını huşu ile kılan, lüzumsuz şeylerden uzak duran mü’minler elbette kurtulurlar.” MÜ’MİNÜN SURESİ, Ayet : 1-3

Yüce Allah buyuruyor ki:
Tevbe, ibadet ve hamd edenler.” TEVBE SURESİ, Ayet: 112

Yüce Allah buyuruyor ki:
Allah’ın iyi kulları, yeryüzünde yumuşak ve yavaş yürürler. Cahiller kendileriyle edebsizce konuştuğunda cevaplarında saldırgan olmaktan sakınıp, yumuşak söz söyleyerek günaha girmekten kaçınmış olurlar.” FURKAN SURESİ, Ayet : 63

Münafıkların belirtileri konusunda anlatılan şeyler, kötü ahlak belirtileridir:
Peygamberimiz buyuruyor ki:
Mü’minlerin himmeti (yaşamaktan gayeleri) namaz, oruç, hac ve ibadettir.
Münafıkların himmeti ise hayvan gibi yemek ve içmektir.”

Hatem-i Asım diyor ki:
Mümin, teşekkür ve ibret ile; münafık ise hırs ve emelle meşgul olur.”
Mü’min Yüce Allah’tan başka herkesten emin olur; Münafık ise Yüce Allah’tan başka herkesten korkar.
Mü’min Yüce Allah’tan başka herkesten ümidini keser; Münafık ise Yüce Allah’tan başka herkese ümit bağlar.
Mü’min malını din yoluna feda eder ve ağlar; Münafık ise günah işler ve güler.
Mü’min yalnızlığı ve işsizliği sever; Münafık ise izdiham ve kalabalığı sever.
Mü’min eker ve “biçemem” diye korkar. Münafık ise ekmez ve biçerim diye ümit besler.”

İslam büyüklerine göre güzel ahlak şunlardır:
a) Utanmak ve saygılı olmak,
b) Az üzülmek,
c) İyilik yapmayı istemek,
d) Çokça taat etmek,
f) Az kusur işlemek,
g) Herkesin iyiliğini istemek,
h) Herkes için iyi düşünmek,
ı) Herkese şefkatli olmak,
j) Vakarlı olmak,
k) Aceleci olmamak,
l) Kanaat sahibi olmak,
m) Şükredici olmak,
n) Sabırlı olmak,
o) Duygulu ve yumuşak huylu olmak,
p) Eli kısa ve cömert olmak,
r) Sövmemek, lanet etmemek, dedikodu yapmamak,
s ) Söz taşımamak, kötü söz söylememek,
t ) Kin tutmamak,
u) Kıskanç olmamak,
v) Alnı açık olmak,
y) Güler yüzlü ve tatlı dilli olmak,
z) Allah için sevmek ve Allah için nefret etmek.

Güzel ahlak, en çok sabreden ve insanlardan gelen eziyetlere katlanan insanlarda bulunur. Peygamber (S.A.S.) efendimize çok eziyet edip, dişini kırdıkları halde yine o şöyle derdi: “Ya Rabbi, onlara merhamet et ve doğru yolu göster. Onlar cahildir, gerçeği bilmiyorlar.

İbrahim-i Edhem (R.Aleyh) çölde dolaşırken bir askere rastladı. Asker sordu: “Köle misin?” ibrahim: “Evet köleyim” Asker: “Ben insanların yaşadığı şehri soruyorum” dedi. İbrahim yine mezarlığı gösterdi.
Burasıdır” dedi. Asker İbrahim’in başına sert bir sopa ile vurup kanattı ve yanına alarak şehre getirdi. İbrahim’in müridleri onu bu halde görünce askere: “Ahmak, bu şahıs İbrahim’i Edhemdir” dediler. Asker hemen attan inip ayaklarına sarıldı ve sordu: “Niçin ben köleyim, dedin?” İbrahim: “Yüce Allah’ın kuluyum da onun için” dedi. Asker: “Peki sana şehiri sorduğumda niçin mezarlığı gösterdin?” diye sordu. İbrahim: “Bir gün bütün şehirler harab olacaklar da ondan” dedi. Sonra devam etti: “Başıma vurduğun zaman da sana dua ettim.” “Niçin?” diye soranlara şu cevabı verdi: “Onun sebebiyle bu işte sevap elde edeceğimi biliyordum. Onun için benim sevap gördüğüm kimsenin, benim yüzümden ceza görmesini uygun görmedim.

Birisi Ebu Osman Hayri’ni sabır ve tahammülünü denemek için onu ziyafete çağırdı. Ebu Osman kapıya gelince davet sahibi “Bir şey kalmadı” diyerek onu içeri almadı. Ebu Osman geri döndü. Biraz gittikten sonra ev sahibi arkasından yetişip tekrar davet etti. Ebu Osman daveti kabul edip geri döndü. Kapıya geldiğinde ev sahibi yine “Bir şey kalmadı” deyip geri çevirdi. Bu durum birkaç defa tekrarlandı. Her defasında çağırdı gelince de “Bir şey kalmadı” diyerek geri gönderdi. Sonunda ev sahibi: “Ey Ebu
Osman! Çok iyi huylusunuz” dedi. Ebu Osman şu cevabı verdi: “Bende gördüğün bu hal, köpeklerde bile var. Ne zaman köpeği çağırsalar gelir, kovsalar gider. Onun için bu hâlimin ne kıymeti var.

Bir gün Ebu Osman’ın üzerine bir evin penceresinden kül döktüler. Ebu Osman elbisesini silkip temizledi ve şükretti: “Niçin şükrediyorsun” diye soranlara şöyle dedi: “Ateşe müstehak olan bir kimseye, ateş yerine kül dökerlerse, elbette şükreder.

Ali bin Mus a-i Rıza esmer renkliydi. Nişabur şehrindeki evinin yanında bir hamam vardı. İbn Musa hamama gittiği zaman hamamı boşaltırdı. Yine bir gün hamam boşaltıldı ve İbn Musa hamama girdi. Hamamcı farkına varmadan bir köylü de hamam girdi. Köylü İbn Mus a’yı görünce, hamamda görevli esmer tellaklardan zannetti ve “Kalk su getir” dedi. Getirdi. “Kalk kil getir” dedi. Getirdi. Bunlar gibi daha birçok iş söyledi, o da hepsini yaptı. Hamamcı içeri girip köylünün İbn Musa’ya iş yaptırdığını görünce korkup kaçtı. Ali İbn Musa dışarı çıktığında “Hamamcı bu olayın korkusundan kaçtı” dediler. Şöyle dedi: “Söyleyin kaçmasın. Suç tohumunu siyah cariyeye ekenindir.

Abdullah-ı Derzi (R. Aleyh) büyük velilerdendi. Bir putperest ona daima iş yaptırır ve karşılığında da sahte para verirdi. Abdullah da alırdı. Bir defasın da Abdullah hazır bulunmadığından çırağı sahte parayı almadı.
Abdullah geldiği zaman çırak ona sahte parayı almadığını söyleyince şöyle dedi: “Niçin almadın? Bir yıldan beri böyle yapıyor. Ben de yüzüne vurmayıp sahte parayı alıyorum ki, başka bir Müs lümanı o sahte parayla aldatmasın.

Üveys -i Karani (R.Aleyh) kendisine taş atan çocuklara şöyle derdi: “Hiç olmazsa küçük taşlardan atın ki bacağımı incitip ayakta namaz kılmama mani olmasın.

Birisi Ahnef-i Kays ‘ı sövüp arkasından gidiyordu. Ahnef hiç sesini çıkarmıyordu. Kabilesinin yakınına geldiklerinde adama dönüp şöyle dedi: “Daha da söyleyeceğin bir şey varsa burada söyle. Zira akrabalarım görürlerse seni incitirler.

Kendisine riyakar diyen bir kadına Malik Bin Dinar (R.Aleyh) şunları söyledi: “Ey hatun!. Basralılar benim ismimi unutmuşlardı. Sen nereden hatırladın?

Bu insanların yaptığı şeyler güzel ahlakın en güzel örnekleridir. En güzel ahlak, riyazet yoluyla kendini insanlık sıfatlarından temizleyip Allah’tan başka hiçbir şeye bakmayan ve her şeyi Allah’tan gören kimselerin sıfatıdır. Bu ve buna benzer halleri kendilerinde görmeyenler “güzel ahlaklıyım” diye gururlanmasınlar.

Kaynak : Kimyay-ı Saadet – İmam Gazali

Posted in Bunları Biliyormuydunuz, Diger Konular, Dini Konular, Güncel, Gündem, Genel, Kimya-i Saadet - İmam Gazali, Tavsiyeler, Türkiye, Yorumlar | Etiketler: , | Leave a Comment »