Göynem – Beyşehir

İlahi – Kur`an -İslam – Din -Tasavvuf – Belgesel – Dua – Hadis – Tarih – Şiir – Vs… – بِسْمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

Efendimizin (S.A.V.) Ümmetinin Fazileti

Posted by Site - Yönetici Şubat 26, 2010

Şair Nabi,

Efendimizin (S.A.V.) Ümmetinin Fazileti

Bu âyeti kerime, Efendimiz (s.a,v.) Hazretlerinin ümmetinin faziletine delâlet etmektedir. İsrâiloğulları suya ihtiyaç duyduk¬larında istemek için Mûsâ Aleyhisselâm’a gittiler. (1/147) İsrâiloğulları baklagiller, hububat, meyve, tere, sebzevat, salatalık ve diğer yiyeceklere muhtaç oldukları zaman, Mûsâ Aleyhis¬selâm’a koşuyorlardı. Onları Mûsâ Aleyhisselâm’dan istiyorlardı. Bu ümmet-i merhume ise, herhangi bir şeye muhtaç oldukları zaman, onu Allah’dan istemekle emrolundular. Allah buyurdu: “İsteklerinizi Allah’ın fazlından ve kereminden isteyin.”  Ve yine Allah, buyurdu:

Halbuki rabbiniz buyurdu: Ud’ûnî estecip lekum (Yalvarın ki bana, size karşılık vereyim); çünkü benim ibadetimden kibirlenenler, yarın hor hakir olarak Cehenneme girecekler” 40/6° buyurdu.

Bu âyeti kerimede büyük müjdeler vardır. Kavminin isteği üzerine, Mûsâ Aleyhisselâm, kavmi için su istedi. Isa Aleyhisselâm, havarilerin sözü üzerine onlar için Rabbinden (bir) sofra (yemek) istedi. Efendimiz (s.a.v.) Hazretleri ise, Allah’ın emriyle bizler için mağfiret, af ve bağışlama diledi.

Şimdi şunu bil ki, Lâ İllallah (Başka ilah yok, ancak bir Allah); bil de günahına ve mümin erkeklere ve mümin kadınlara İstiğfar eyle! Allah dolaştığınız yeri de bilir, durduğunuz yeri deî 47/19   Allahü Teâlâ o iki yüce peygamberin (Mûsâ Aleyhisselâm ile İsa Aleyhisselâm’ın) isteklerini kabul etti. (Mûsâ AJeyhisse-lâm’ın kavmine, kudret helvası, Bıldırcın eti ve su verdi. İsa Aleyhisselarr  ta gökten sofra indirdiğine göre) Allah’ın emri doğrultusunda ümmetinin bağışlanması için dua eden Efendimiz (s.a.v.) Hazretlerinin duası kabule daha evlâdır.

Bu âyeti kerime, aynı zamanda yağmur duasına çıkmanın mübâh olduğuna delildir. Yağmur duası, yağmur kesildiği zaman ve kendisine ihtiyaç olduğunda yağmur duasına çıkılır. 0 durumda hüküm, kulluğunu, fakirliğini, meskenet ve zilletini itifaf edip Allahü Teâlâ’nin azamet ve zenginliğine karşı ona muhtaç olduğunu beyan etmektir.

Efendimiz (s.a.v.) Hazretleri de yağmur duasına çıktı. O, mütevâzi, tezellül, korku, tazarru ve boynu bükük olduğu halde, namazgaha gitti. Cündeb (r.a.)’dan rivayet olundu. Bir cuma günü, bedevinin biri Efendimiz (s.a.v.) ‘in yanma gelerek, “Yâ Rasûlellahî At, davar ve hayvan sürülerimiz helak oldular. Yeryüzü kuraklık içindedir. Allah’a dua et bize yağmur yağdırsın,” dedi. Efendimiz (s.a.v.) Hazretleri, ellerini dergâhı ilâhi’ye açtı. Enes (r.a.) Hazretleri, buyurdular: Gökyüzü cam gibi berraktı. Hiçbir bulut yoktu. Dua üzerine hemen bulut belirdi ve ertesi cumaya kadar (bir hafta) yağmur yağmaya devam etti.   MesnevTde buyuruldu:

Tazarru’ etmeden belâ ve musibetleri savmak kolay değildir. Bu işte Rableri onlara temiz şarab’dan içirdi hitabı geldi.

Doğru, herşeyin doğrusunu bilen Allah’dır.

Başa gelen zarar ve belâların defi için dua etmemek tarikat ehlinin nezdinde mezmûmdur (verilmiştir ve kötüdür). Başa gelen zararların gitmesi için dua etmemek sanki Allah’a karşı mukavemet etmek ve zorluklara katlanabileceğin! iddia etmektir. (İnsan başına gelen belaların defi için mutlaka dua etmelidir.)

İbni Fariz (k.s.) buyurdular:

Düşmanın karşısında durmak ve dayanmak güzeldir. Kardeşlerin yanında ise acizlikten başka şeyler çirkindir.”

Kaynak : Rûhu’l-Beyan Tefsiri Tercümesi


Yorum bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.