Kur’ân’ın indirildiği gece: Kadir Gecesi
Posted by Site - Yönetici Eylül 13, 2009
Kur’ân’ın indirildiği gece: Kadir Gecesi
1- “Muhakkak ki biz onu (Kur’ân’ı Levh-i mahfuz’dan dünya semâsına/Beytü’l-ma’mûr’a bütün olarak) Kadir Gecesi’inde indirdik.
2- Kadir Gecesi’nin (o fazilet ve şerefini) sana bildiren nedir?
3- Kadir Gecesi, (içinde Kadir Gecesi bulunmayan) bin aydan daha hayırlıdır.
4- Onda melekler ve Ruh, Rableri’nin izniyle her bir iş için (yani, o seneden gelecek seneye kadar Allâh Teâlâ’nın hüküm ve kazâ buyurduğu her bir iş sebebiyle yeryüzüne) iner.
5- O (gece) fecrin tulûuna kadar (yani tan yeri ağarıp sabah oluncaya kadar süren) bir selâmdır, selâmettir. (O vakte kadar melekler uğradıkları her mü’mine selâm verirler. Onların her türlü dert-sıkıntı, kusur-noksanlık vb. şeylerden uzak ve emin olmalarını; hayırlı son, halâs ve necata/kurtuluşa ermelerini dilerler. Yani o gece aynı selâmettir.) (1)
* * *
Kur’ân-ı Kerim’de Kadir Gecesi’nin kıymeti/değeri bu İlâhi beyanlarla anlatılıyor. Cenâb-ı Hak, Ümmet-i Muhammed’e hâs, bir ömre bedel bir geceyle onları taltif ediyor, mükâfatlandırıyor. Kur’ân’ın Kadir Gecesi’nde indirildiğini bildirerek bu gecenin değerini, itibarını ve faziletini/üstünlüğünü anlatması da yine onun kıymet ve şerefini açıklamaktadır.
Şâir bunu anlatırken,
“Azîzim bin aya değer
Hilâlin bin aya değer
Yıl var ki, bir güne değmez
Leyl var ki bin aya değer” diyor.
Hasılı, zamanın katlanarak değer kazandığı mübârek Kadir Gecesi ve onun gibi İlâhi rahmetin coşup zirveye ulaştığı gün ve geceleri, değerli zaman dilimlerini onlardaki esrarı anlatmak istiyor.
Bir tek gece… Ama bin aydan daha hayırlı, daha bereketli… Bir ömre bedel…
Kadir Gecesi hakkında bin aydan hayırlıdır denilmesi, bin ayın onun hayrının ölçüsünü vermesi için değil, hayrının çok fazla olduğunu göstermek içindir. Çünkü “daha hayırlı” olunca, onun hayrının bin ayla beraber daha’sının, yani fazlalığının da olduğu açıktır.
İşte bu fazlalığın miktarını ancak Allah Teala bilir. Bununla beraber “bin ay” denmesi hususunda bazı rivayetler de vardır. Müslümanların, eski İsrail Oğulları’ndan bir mücahidin bin ay cihad etmesine, ya da dört kişinin seksen yıl (yaklaşık bin ay) durmadan ibadet etmelerine gıpta etmeleri… Veya Rasûlüllah Efendimizin kendi ümmetinin ömürlerini kısa görüp, bu kısa ömürde yeterli ahiret azığı hazırlayamayacaklarından endişe etmesi, “bin ay” denmesinin sebebidir.
Böylece Allah Teala; kulu, Rasûlü-Habibi Efendimizi (s.a.v.) ve onun ümmetini mükafatlandırmıştır denir. (2)
Hallâc-ı Mansur hazretleri, “saymak, sıralamaktır” diyor. Kadir Gecesi’nin faziletini bin ayla sınırlamak da öyledir. Zira Cenâb-ı Hak, “bin aydan daha hayırlı”dır buyuruyor ki, bu fazlalığın miktarını da ancak Zâtı bilir.
Evet, madem Kadir Gecesi Cenâb-ı Hak tarafından bizim için bir ilâhi ihsandır, ikramdır, lutuftur; o halde biz de, bizim için olan bu gecenin kıymetini bilmeli ve ona göre ihya etmeye gayret göstermeliyiz.
İki Cihan Serveri Efendimiz (s.a.v.), “Kim Kadir Gecesi’nde (sevabına) inanarak, ihlâs ile kâim olursa, (o geceyi ibâdetle ihyâ ederse), geçmiş günahları bağışlanır”(3) buyuruyor.
Demek ki bu geceyi değerlendirmenin birinci şartı “kâim olmak”, yani gafletle geçirmemektir. Resûlüllah Efendimiz Ramazan ayını ve hususiyle son on gününü diğer gün ve gecelerden daha farklı bir şekilde ihyâ eder, âile efrâdını da kaldırır, ibâdet hususunda daha çok gayret gösterirlerdi.
Kadir Gecesi’nin Ramazan ayında, bilhassa son on gününde saklı oluşunun bir hikmeti; insanların, ona güvenip diğer zamanlarda isyâna dalmamaları için… Bir diğer hikmeti de, yine buna bağlı olarak, Kadir Gecesi’ne tesadüf etme ümidiyle bütün bir Ramazan ayını ihyâ etmelerini istemek olabilir.
Rasûlüllah Efendimiz (s.a.v.) bir başka hadîs-i şeriflerinde, “Kadir Gecesi yatsı namazında cemaatte hazır bulunan, ondan nasîbini almıştır” (4) buyurur.
Kadir Gecesi’nin gündüzünde de gecesi gibi ibâdet ve tâatten uzak kalınmamalı… Zira mâlumdur ki, yeryüzünde bir yerde gece olurken, diğer bir yerde gündüz olmaktadır. Böylece her iklimde bulunan, kendi gecesini ihyâ etmek suretiyle aynı hayır ve selâmetten istifade etmektedir.
Mü’minlerin annesi Hz. Âişe (r.a.) şöyle anlatıyor:
“— Dedim ki: Yâ Resûlüllah, Kadir Gecesi’ni bilirsem onda ne şekilde duâ edeyim? Buyurdu ki, şöyle söyle (duâ et):
“— Allâhümme inneke afüvvün kerîmün tühibbul afve fa’fü annî: Allah’ım! Şüphesiz ki sen çok afvedicisin, affı seversin; o halde beni de affet.” (5)
Kadir Gecesi’nde kılınacak olan nâfile namazın ardından okunacak olan tekbir, İnşirah ve Kadr surelerinden sonra da 100 defa bu duâ okunacaktır.
Yorum bırakın