Göynem – Beyşehir

İlahi – Kur`an -İslam – Din -Tasavvuf – Belgesel – Dua – Hadis – Tarih – Şiir – Vs… – بِسْمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

Archive for 09 Mar 2009

Kırmızı ete buğday unu katılıyor

Posted by Site - Yönetici Mart 9, 2009

kırmızı-et

Kırmızı ete buğday unu katılıyor

Kötü niyetli satıcılar, pastörize edilmiş buğday ununu kırmızı ete katıp haksız kazanç sağlamaya başladı.

Kırmızı etin gramajında yüzde 30’a varan artış sağlayan Bradmix adlı kimyasalın yerini artık, unlu mamuller ve fonksiyonel ürünlerde kullanılan Suprex adlı pastörize edilmiş buğday unu aldı. Suprex, tutucu özelliği sayesinde etin mayalı hamur gibi hacminin genişlemesine ve ağırlığının da eklenen su kadar artmasına yol açıyor. Pişirirken ise hacim küçülmesi yaşanmıyor. Ancak, et yavanlaşıyor.

Sağlığa zararlı olduğu gerekçesiyle ithalatı yasaklanmasına rağmen, yurtdışından kaçak olarak getirilen Bradmix adlı kimyasala karşı alınan önlemler, et ve et ürünlerinin gramajını artırmada kullanılan yöntemlere bir yenisinin daha eklenmesini sağladı. Etin gramajında yüzde 30’a varan oranda artış sağlayan Bradmix’in yerini şimdi, unlu mamüller ve fonksiyonel ürünlerde kullanılan Suprex aldı. Suprex, tutucu özelliği sayesinde kullanıldığı ürünlerde, eklenen suyu dışarı salmayarak, hacminin ve ağırlığının artmasına yol açıyor. Buğday içerikli olması nedeniyle doğal bir ürün olan Suprex’in et ve et ürünlerinde kullanımı, sağlık açısından herhangi bir sakınca oluşturmuyor. Ancak, 700 gram etin gramajını 1 kilograma çıkardığı için tüketicilerin aldığı ürüne değerinden fazla bedel ödemesine neden oluyor. Pişirme esnasında harhangi bir hacim küçülmesi yaşanmıyor ama et yavanlaşıyor.

Yerlisi de üretiliyor

Hollanda merkezli Codico firmasının lisansıyla Türkiye’de de üretilmeye başlanan Suprex, buğdayın un haline dönüştürülmesinden sonra pastörize işleme tabi tutularak elde ediliyor. Bu ürünün üç aydan bu yana Türkiye’de üretilmeye başlanmasıyla birlikte, cazip fiyatı nedeniyle bir anda yurtdışından ithal edilen hacim artırıcı ve su tutucu kimyasalların yerini almaya başladı. Yapıştırma ve tutma gücü yüksek olan bu ürün, kağıt ve karton üretiminin yanı sıra, sıkıştırılmış ahşap, sondaj sanayi ve petrol kuyularının kapatılmasında dolgu malzemesi olarak kullanılıyor. Aynı zamanda başta patates ve mısır cipsleri olmak üzere dondurulmuş gıda ve makarna gibi unlu mamullerin üretiminde kullanılıyor.

Etin ağırlığını artırıyor

Çözüldükten sonra suyunu salmasını önlemek için dondurulmuş et ve et ürünlerine enjekte edilen Bradmix’in yerini, Suprex’in almasında fiyat açısından cazip olması da önemli oranda etkili oldu. Suprex, hem Bradmix’te olduğu gibi sulandırıldıktan sonra kırmızı ete şırınga edilebiliyor, hem de suyla karıştırılmış Suprex’in içine et yatırılarak, suyu emmesi sağlanabiliyor. Suprex, etin mayalı hamur gibi hacminin genişlemesine ve ağırlığının da eklenen su kadar artmasına yol açıyor. Suprex’in tutucu özelliği, et pişirilirken içerdiği suyu da kaybetmemesini sağlıyor. Pişmiş ette, herhangi bir hacim küçülmesi yaşanmıyor.

Et et olmaktan çıkıyor

İstanbul Veterinerlik Fakültesi Besin Hijyeni ve Teknolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyelerinden Prof. Dr. Bülent Nazlı, Avrupa Birliği standartlarına göre, kırmızı etlerin suyu bağlama oranının yüzde 8’i geçmemesi gerektiğine dikkat çekerek, “Buna da dondurulma aşamasında kaybedilen suyun ete geri kazandırılması için izin veriliyor. Ancak, bu Türkiye’de etlerin kapasitesi zorlanarak, yüzde 30’lara kadar çıkarılıyor. Böylece, etin gramajı artırılırken, verimliliği düşürülüyor” dedi.

Rakamlarla Türkiye’de kırmızı ve beyaz et pazarı

Türkiye’nin yıllık kırmızı et tüketimi 1 milyon ton.

Kişi başı tüketim ise 18.6 kilogram.

Beyaz et tüketimi ise 1 milyon ton.

Beyaz ette kişi başı tüketim 14.5 kilogram.

Suprex, hangi sektörde ne amaçla kullanılıyor

Unun su tutma kapasitesini artırıyor. Kendisinin 4 katı kadar su ve yağ tutabildiği için daha fazla son ürün elde edilmesini sağlıyor.

Daha az undan daha fazla ekmek elde edilmesine neden oluyor. Ekmek kabuğu renginin parlak, kırmızı ve esnek olmasına yol açıyor. İç yapısını düzenleyerek bayatlamayı geciktiriyor. Pişme süresini azaltıyor.

Pasta ve keklere konan, meyve ve çikolata parçacıklarının dibe çökmesini engelliyor. Krep ve tortilla tipi hamurlarda kırılmaları önlüyor.

Kuru pasta ve kurabiyelerde kırılmaları engelliyor.

Dondurulmuş ürünlerin çözüldüğünde su kaybını engelliyor.

Makarna, erişte ve mantı üretiminde durum buğdayının ikamesi için kullanılıyor. Makarnanın suda dağılmasını engelliyor.

Bisküvi, gofret, külah, kadayıf üretiminde kullanılarak son ürün sayısını artırıyor.

Kırmızı etlerin enjekte edilen suyu daha sonra kendiliğinden salmasını önlüyor. Sucuk, köfte gibi et ürünlerinin pişme aşamasında dağılmasını engelliyor.

(Hürriyet )

Posted in Diger Konular, Güncel, Gündem, Genel, Yorumlar | Leave a Comment »

Türk Bayrağındaki Hilal ve Ayyıldız

Posted by Site - Yönetici Mart 9, 2009

Türk Bayrağındaki Hilal ve Ayyıldız,Türk Bayrağındaki Hilal ve Ayyıldız

Türk Bayrağındaki Hilal ve Ayyıldız

Türk Bayrağı rengini şehitlerin kanından, hilalide  kan gölüne yansıyan ay ve yıldızdan aldığını biliyoruz.
Fakat bayrak hakkındaki bu bilgi, bayrağın taşıdığı kutsal anlamı, o anlamdaki sembolizmi, ondaki derinliği ve yüceliği anlatmaya yetmez.
Bilindiğ gibi, genellikle Hıristiyan milletler bayraklarına Haç şeklinde semboller yer almaktadır. Müslüman milletlerde ise Hilal görünmektedir

Haç’ın anlamı Hazreti İsa (a.s.)’nın çarmıha gerilerek haç şeklinde şehit edildiğine inandıkları için Hristiyanlar onu sembol olarak alırlar. Peki ya Hilal?
Müslümanlarca sembol olarak kabul edildiğini biliyoruz. Ancak bunun sembolik değeri nereden gelmektedir?

Dolunay (Bedir) ayın on dördüncü gecesindeki haliyle daha parlak olmasına rağmen niçin ayın en az ışık verdiği yay şeklindeki zayıf şekil sembol almıştır? İşte burda Hilal’in gücü bur da çıkmaktadır. Çünkü Hilal, Haç gibi doğrudan şekil olarak alınsaydı Dolunay kullanmak daha uygun olurdu.

Halbuki “Hilal” şekli dolayısıyla değil, ismi dolayısıyla sembol olmuştur. Bu anlamı da “ALLAH ( c.c.)” isminden almıştır. Bilindiği gibi arapça aslında Hilal kelimesinde;

1 “He”, 1 “Lam”, 1 “Elif”, ve yine 1 “Lam” harfleri bulunmaktadır. Yani 1 “He”, 1 “Elif” ve 2 tane “Lam” bulunmaktadır. Bu harflerin ebced hesabıyla rakam değeride:

“He ” 5

 “Lam” 30

 “Elif” 1

“Lam” 30

 Toplam Olarak =66

ALLAH (c.c.) kelimesi de yine bir “Elif”, iki “Lam” ve bir
“He” ile yazılmaktadır. Bu harflerin de değeri yine ebced hesabıyla toplandığında yine 66 rakaminı verir. Her iki kelimede harfler değişmediği için rakam değerleri de değişmiyor. Yani Hilal yazarken ALLAH ( c.c.) isminin harflerini kullanıyoruz. 66’da Lafza-i celai temsil eder.

Öyleyse bu iki kelimeyi bilhassa sembolik olarak birbirinin yerine kullanmak mümkündür. O halde Bayrak üzerine ALLAH ( c.c.) yazacak yerde, aynı ismin eş değerlisi olan Hilal’i koymak hem anlamlı, hem inançlarımıza daha uygundur.Çünkü inancımıza göre, “ALLAH (c.c.)”ı sembol olarak bile ifade etmek mümkün değildir. Aksi halde putperestlerin düştüğü hatayı tekrarlamış oluruz. Bu sakıncadan dolayı “ALLAH ( c.c.)” ın zatı ve ismi tenzih edilerek, o ismin harf ve ebcedi bakımından eş değerlisi olan “Hilal” sembol yapılmıştır.
Madem ki sembolik anlam taşıyacaktır o halde Hilal yazmaktansa Hilalin şeklini yapmak arasında hiç fark yoktur. Aksine sembol olarak Hilal şekli daha uygun, daha anlamlıdır. Böylece Hilal’in sembol olarak seçilmesinde şu mantık silsilesi görülmektedir:

ALLAH (c.c.) à Hilal (isim) à Hilal (şekil)

ALLAH(c.c.)’ın birliği (Tevhit) inancı ve bu inancın La ilahe İllallah (ALLAH
(c.c.) tan başka Ilah yoktur) formülüyle ifade edilen manası böylece Hilal şeklinin içinde sembol olarak ifadesini bulmuştur.
Bilindiği gibi bazı İslam ülkeleri bayrağında, özellikle Suudi Arabistan doğrudan doğruya Kelime-i Tevhit’i yazarak sembole gidilmeden bayrağına koymuştur.Ancak birtakım manaların sembol ile ifadesi, sözle ifadesinden daha derin ve anlamlıdır.

Hilal’in kucağındaki Yıldız, Hilalde olduğunun aksine doğrudan doğruya şeklinden alınmıştır. Ancak bu şekil yine Arapça “Muhammed” yazısının şeklidir. Peygamberimiz Hz. Muhammed ( s.a.v.) Efendimizin ismi yazıldığı zaman birinci “mim” in başı, “ha” harfinin dirseği, ikinci “mim” in kıvrımı ve “dal” harfinin alt ve üst kanadı beş tane çıkıntı meydana getirir ve tam bir yıldız şeklini alır. Zaten İslam’ın şartları da beş tanedir.

Hilal ALLAH (c.c.) inancını, yıldız Peygamber’e bağlılığı dile getirir.
ALLAH (c.c.) inancı, amentü ile bildirilen iman şartlarının temeli olduğu için iman esaslarının hepsi bu sembolle ifadesini bulmuş olur.

 O zaman Hilal iman şartlarını, yıldız da İslam’ ın şartlarını remz (sembol) olarak dile getirir ki, bayraktaki bu iki sembolle, ay ile yıldızla İslam dini bütün yönleriyle ifade edilmiş olur.

Claude Farrere dilimize “Türklerin Manevi Gücü” adıyla çevrilen eserinde (s.36) Hilal şekli üzerinde durarak bu şeklin Türklerin hayatında nasıl bir önem taşıdığını anlatmaya çalışır: “En mükemmel gemiler, yarım ay şeklinde amiral gemisinin etrafına sıralanmıştı. Evet yarım ay şeklinde… Ve hilal şekli gerçekten Müslüman, gerçekten Türk olan herkesi heyecandan titretmeye yeter!…” diyerek Türk toplumunun hayatında örf ve geleneklerin ne kadar köklü bir yeri olduğunu anlatır.

İstiklâl marşımızda, “Çatma kurban olayım çehreni ey nazlı hilal.” “Kahraman ırkıma bir gül ne bu şiddet bu celâl?” mısralarında bayrağın ve hilalin şahsına dile gelen hitap, aslında doğrudan doğruya ALLAH ( c.c.)’a niyazdır. ALLAH (c.c.)’dan, artık bu millete rahmet ve merhametiyle nazar etmesi istenmektedir. Zaten “Ruhumun senden ilâhî şudur ancak emeli;” mısrasında bu dilek daha açık bir dille ortaya konmaktadır.

Hilal sadece bayrağımızda değil, kandil geceleri yapılıp dağıtılan ay çöreğindede görülür. Camide ve kışladaki ders nizamı da, Mehter Takımının nöbet vurma sırasında aldığı şekil de hep Hilal şeklidir.


.

Posted in Bunları Biliyormuydunuz, Diger Konular, Dini Konular, Güncel, Gündem, Genel, Türkiye, Yorumlar | 4 Comments »