Göynem – Beyşehir

İlahi – Kur`an -İslam – Din -Tasavvuf – Belgesel – Dua – Hadis – Tarih – Şiir – Vs… – بِسْمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

AZ YEMEKTE MÜRİDİN TAKİP EDECEĞİ YOLLAR

Posted by Site - Yönetici Şubat 3, 2017

kimya-i-saadet-imam-gazaliaz-yemekte-muridin-takip-edecegi-yollar

AZ YEMEKTE MÜRİDİN TAKİP EDECEĞİ YOLLAR

BİRİNCİ İHTİYAT AZ YEMEKTİR.

Helal olan yemekte müridin üç ihtiyatı gözetmesi farzdır.
Birdenbire çok yemekten az yemeğe düşmek doğru değildir. Zira buna dayanmak zordur. Bu işi yavaş yavaş yapmak gerekir. Mesela bir ekmek az yemek istiyorsa bir gün bir lokma, ikinci gün iki lokma, üçüncü gün üç lokma az yiyerek bir ay içinde bir ekmekten vazgeçmiş olur. böyle yaparsa yemeği bırakması daha kolay olur. Vücutta gıda eksikliği çekmez. Az yemek yemenin dört derecesi vardır.

1. DERECE: Derecelerin en büyüğü olan sıddıkların (dosdoğruların) derecesidir. Bu derecede zaruret miktarından fazla yiyilmez.
Sehl-i Tüs teri seçtiği bu yolu şöyle açıklıyor:
” İbadet hayat , akıl ve kuvvet ile olur. kuvvetin azalmasından korkmayan,yemek yemesin. Zira aç ve kuvvetsiz olup, oturarak namaz kılanın namazı, tok olup ayakta namaz kılanın namazından üs tündür. Ama vücuduna veya aklına zarar gelmesinden korkan kimse yemelidir. Zira akıl olmadan kulluk olmaz. Canlı olmak ise muhakkak lazımdır.”
Sehl’e sordular: “Siz nasıl yersiniz?” Şu cevabı verdi:
“Her yıl üç dirhem gümüş masrafım vardır. Bir dirhemle pirinç, bir dirhemle yağ, bir dirhemle de bal alırım. Üç yüz altmış adet tane hamur yaparım. Her akşam birisi ile iftar ederim.” “Hala bunu yapıyor musun?” dediklerinde “Daha da düştü” dedi. Öyle zahidler vardır ki günde bir dirhem karşılığından daha fazla yemek yemezlerdi. Kendilerini buna alıştırmışlardı.

2. DERECE: Yarım müdden fazla yememektir. Bu da dört menlik olan ekmekten bir ekmek ile üçte bir ekmektir. Bu miktar yaklaşık olarak midenin üçte birini dolduracak kadardır.
Peygamberimiz (S.A.S.) buyuruyor ki:
“Midenin üçte biri yemek, üçte biri içmek ve üçte biri de nefes almak (bir rivayete göre de zikir etmek) içindir.”
Peygamberimizin “İnsana beş – on lokma yeter” buyurmasının anlamı da budur. Anlatılan miktar on lokmadan azdır.
Hz. Ömer (R.A.) iri yapılı olduğu halde dokuz lokmadan çok yemezdi.

3. DERECE: Bir müdden fazla yememektir. Bu da üç küçük pideye yakındır.
Bu miktar midenin üçte birini geçip yarıya yakın kısmını dolduracak kadardır.

4. DERECE: Bir men yemektir. Bir müdden fazlasını yemenin israftan sayılması mümkündür. “İsraf etmeyiniz. Zira Allah ölçüyü kaçırıp israf edenleri sevmez.” Ayet i celilesinin kapsamına girebilir. Ancak bu miktar zamana, vücuda ve işe göre değişir.
Kısaca yapılacak iş, tok olmadan yemekten el çekmektir. Bazıları “Bunun ölçüsü yoktur” demiş ler. Fakat acıkmayınca yememeğe ve açlığı tamamen sona ermeden yemekten el çekmemeye çalışmışlardır. Açlığın belirtisi, midenin boşalıp, yemeği çok istemek arpa ekmeği buğday ekmeği demeden iştah ile yemektir. Yemek seçmeğe kalkışan kimse tam aç değildir.

As hab-ı Kiram bir müdden fazlasını yemezlerdi. Bazılarının bir haftalık yiyeceği sadece (yaklaşık 2,5 kgr.) dı. Bu ise dört müddür. Yani günde yarım müdden biraz fazla yiyorlardı. Hurma yedikleri zaman haftada bir buçuk sa’ yerlerdi. Ya rım sa’ fazlası atılan çekirdeklerin karşılığıydı.

Ebu Zer (R.Anh) diyor ki:
“Peygamber (S.A.S.) zamanında benim yemeğim cumadan cumaya bir sa’ arpa idi. Yüce Allah’a yemin ederim ki ona kavuşuncaya kadar (ölünceye kadar) bu adetimi bozmam.” Ebuzer, Adetlerini bozan bazılarını da ayıplayıp “Siz adetinizden döndünüz. Halbuki, Peygamberimiz (S.A.S.) buyuruyor ki:
“Benim en çok sevdiğim ve bana en yakın olanınız, zamanımdaki hayatını değiştirmeyenlerinizdir.”
Siz ise halinizi değiştirdiniz; Arpa ununu elekle eliyorsunuz, ince undan ekmek pişiriyorsunuz. Sofraya bir defada iki çeşit yemek koyup yiyorsunuz.
Gece ve gündüz ayrı gömlekler giyiyorsunuz. Peygamber (S.A.S.) zamanında böyle değildiniz.” derdi.

2 .İHTİYAT YEMEK VAKTİ

Bu da üç derecedir.
1. DERECE: En yüksek derece olup, üst üste üç günden daha çok hiçbir şey yememektir. Öyle kimseler vardı ki, bir hafta, on gün, on iki gün hiçbir şey yemezlerdi. Tabiinden biri kendini öyle alıştırmıştı ki kırk günde bir yemek yiyordu. Ebu Bekir-i Sıddık (R.A.) çok defa altı gün hiç yemek yemezdi. İbrahim-i Edhem ve Süfyan-ı Sevri üç günde bir yemek yerlerdi.

Rivayet edilir ki kırk gün bir şey yemeyen kimseye muhakkak melekut âleminden bir şeyler görünür.

Bir sofu ile bir rahip münakaşa ettiler:
Sofi Rahibe: ” Niçin Muhammed’e (S.A.S.) inanmıyorsun?” diye sordu.
Rahip: “İsa (A.S.) kırk gün yemek yemezdi. Bunu gerçek bir peygamberden başkası yapamaz. Sizin peygamberimiz bunu yapmamıştır.” cevabını verdi.
Sofi: “Ben Muhammed’in (S.A.S.) ümmetinden biriyim. Eğer kırk gün hiçbir yemezsem, dinime girermisin?” diye sordu. Rahip “Bakalım” dedi. Sofi elli gün hiçbir şey yemedi. Ve “daha da durayım mı?” dedi. Rahip “olur” dedi.
Sofi on gün daha bekleyip altmış gün bir şey yemedi. Bu hali gören rahip hemen Müslüman oldu. Bu, çok yüksek bir derecedir. Bu işi ancak bu âlemin dışında bazı şeyler gören kimseler yapabilir. Gördüğü şey onu korur ve bu âlemden habersiz yapar.

2. DERECE: İki gün bir şey yememektir. Bu mümkündür ve birçok kimse tarafından yapılmaktadır.

3. DERECE: Günde bir defa yemektir. Bu en alt derecedir. Günde iki defa yerse israfa girmiş olur.

Pey gamber (S.A.S.) sabah yerse akşam yemez, akşam yerse sabah yemezdi. Hz. Aişe’ye şöyle buyururdu . “Sakın israf etme. Günde iki defa yemek israftır.
Günde bir defa yemek yiyilecekse, sahurda yemek daha iyidir. Böylece gece namazına kalkması kolay olur ve kalbi saf olur. kalbinde yemek düşüncesi kalan kimse bir defa iftarda, bir defa da sahurda yemek yemelidir.

Kaynak : Kimya-i Saadet – İmam Gazali

Yorum bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.