Posted by Site - Yönetici Haziran 8, 2017

AHDE VEFÂNIN MÜKÂFÂTI
İmâm Yâfî (rahimehullâh), sâlihlerden bir zâttan nakletti: Mekke’de ikâmet ettiğim sırada Yemenli bir zât yanıma gelip:
“Sana bir hediye getirdim” dedi. Sonra yanındaki adama: “Haydi başından geçeni anlat!” dedi. O şöyle anlattı: “Yemen’in San‘â şehrinden hacca gitmek üzere çıktım. Hacıları uğurlamak için çıkan topluluktan bir zât bana: “Resûlullâh Efendimiz Hazretlerini ziyâret ettiğinde ona ve yanındaki iki ulu sahâbîsi (Hazret-i Ebûbekir ve Hazret-i Ömer)’e ve diğer Ashâbına benden selâm söyle” dedi.
Medine’ye geldiğimde o zâtın bana emânet ettiği selâmı unuttum. İhrama girmek için Zülhuleyfe’ye kadar çıkmıştık ki emaneti hatırladım. Yol arkadaşlarıma:
“Bir iş için Medine’ye gidip gelinceye değin bineğime sahip çıkın” dedim.
“Biraz sonra kâfile hareket edecek. Korkarız ki sen bize yetişemezsin” dediler.
“Bineğime sahip çıkın” deyip Medîne-i Münevvere’ye girdim. Mescid-i Nebevî’ye varıp huzûr-ı saâdete çıktım. Peygamber Efendimize ve iki sahâbîsine o zâtın selâmını arz ettim. Çıktığımda gece olmuştu. Yolda karşılaştığım bir zâta kâfileyi sordum, hareket ettiğini söyledi. Bir sonraki kâfileyi bekler, onlarla giderim deyip Mescid-i Nebevî’ye döndüm. Orada uyudum. Gecenin sonunda rüyamda Peygamber Efendimizi, Hazret-i Ebûbekr’i ve Hazret-i Ömer’i gördüm. Hazret-i Ebûbekir:
“Yâ Resûlallâh! İşte bu o zâttır” dedi. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bana iltifât ile:
“Ebu’l-Vefâ” buyurdu.
“Yâ Resûlallâh! Künyem Ebu’l-Abbâs’dır” dedim.
“Bilakis sen Ebu’l-Vefâ’sın” buyurdular ve sonra elimden tutup beni bir anda Mescid-i Harâm’a iletiverdiler. Mekke-i Mükerreme’de kâfilem gelinceye kadar sekiz gün kaldım. (Ravzu’r-Reyâhîn, İmâm Yâfiî)
* Ebu’l-Vefâ: Lügatte Vefâ’nın babası demek olup ahdine sadık olan manasında iltifattır.
Share this - Lütfen : Paylaş
Bunu beğen:
Beğen Yükleniyor...
Posted in Bunları Biliyormuydunuz, Diger Konular, Dini Konular, Güncel, Gündem, Genel, Tavsiyeler, Türkiye, Yorumlar | Leave a Comment »