Dünya – Razı olmaz mısın ki? Dünya onların olsun; âhiret de bizim!
“Ömer bin Hattab (r.a.) hazretlerinden rivayet olundu. Buyurdular:
-“Geldim, birde ne göreyim ki, Efendimiz (s.a.v.) hazretleri, odada bir hasır üzerinde yatıyor. Hasırla arasında (döşek, minder ve sergi adına) hiçbir şey yok.
Mübarek başının altında, içi lif ile dolu deriden bir yastık vardı.
Efendimiz (s.a.v.) hazretlerinin ayaklarının yanında, dökülmüş biraz karaz (selem posası) vardı.
Başının yanında da tabaklanmış bir deri parçası asılı idi.
Hasırın, Efendimiz (s.a.v.) hazretlerinin yan tarafına iz yaptığını görünce ağladım. Efendimiz (s.a.v.) hazretleri:
-“Seni ağlatan nedir?” diye sordular. Ben:
-“Ey Allah’ın Resulü! Kisrâ ve Kayser, oldukları (küfürle beraber), oldukları (refah bir hayat) içindeler. Sen ise Allâhü Teâiâ’nın peygamberisin!” dedim. Efendimiz (s.a.v.) hazretleri buyurdular:
-“Razı olmaz mısın ki? Dünya onların olsun; âhiret de bizim!
Ne güzel buyurmuşlar:
Hakkın zikrinden ve şevkinden sonra bize.
Her iki cihanda bir gönül ve dil yeter.
Cihan ehlinin yemek ve elbiselerinden…
Eski bir elbise ve yanm helal ekmek yeter…
Kaynak : İsmail Hakkı Bursevi, Rûhu’l-Beyan Tefsiri: 4/400-402.