Necaşi Kimdir ?
Necâşî, Habeş hükümdarı. Habeş krallarına verilen isim. Rum krallarına “Kayser“, Iran şahlarına “Kisrâ“. denildiği gibi… Peygamber efendimiz zamanındaki Necâşfnin adı “Eshame” idi. Eshâb-ı kiram, Necâşî’nin memleketi Habeşistan’a hicret ettiklerinde, Necâşî onlara bir takım suâller sorduktan ve Peygamber efendimiz hakkında bilgi aldıktan sonra şöyle dedi:
“Sizi ve yanından geldiğiniz zâtı tebrik ederim. Ben şuna inandım ki, O. Allah’ın resulüdür. Zâten biz O’nun ismini, geleceğini İncil’de görmüştük. O resulü (peygamberi), Meryem oğlu îsâ aleyhisselâm da haber verdi. Vallahi eğer Muhammed aleyhisselâm buralarda, Habeşistan’da olsaydı gidip O’nun eşyalarını taşır, mübarek ayaklarını yıkardım. Şimdi siz ülkemde İstediğiniz gibi emniyet ve huzur içinde yaşayınız. Bana dağ kadar altın verseler, sizlerden birini üzüntüye sokmaya razı olmam!” Necâşî’nin müslüman olması ve alâkası, Eshâb-ı kiramı ziyadesiyle sevindirip, memnun etti. Nas-rânî yani hıristiyan iken müslüman oldu. Cenaze namazını Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellem Medine’de kıldırdı.
Necâşinin Cenaze namazı hakkında degişik hadis-i şeriflerinde şövle buvuruldu:
“Ebü Hüreyre (r.a.)’dan rivayet olundu. Necâşînin ölüm günü, Necâşinin vefatı, haberini bildirdi. Efendimiz (s.a.v.) hazretleri. “Musalla” (Cenaze namazı) kılınan yere çıktı. Sahabeleri saf saf yaptı. Ve dört tekbir ile Necâşinin cenaze namazını kıldı.” Sahih-i Buhârî: 1168,
Kaynak : İsmail Hakkı Bursevi, Rûhu’l-Beyan Tefsiri: 4/411.
Necâşinin Cenaze Namazı
“Eshame Nâcâşî vefat ettiği zaman, Cebrail Aleyhisselâm gelip Efendimiz (s.a.v.) hazretlerine Necâşînin vefat ettiğini bildirdi.
Efendimiz (s.a.v.) hazretleri de ashabına:
-“Çıkın kardeşinizin üzerine namaz kılın. Kardeşiniz sizin toprağınızın gayrisinde vefat etti!” Sordular:
-“Kimdir o?” Efendimiz (s.a.v.) hazretleri buyurdular:
-“Necâşfdir.
Efendimiz (s.a.v.) hazretleri, ashabı ile birlikte Bakî’a çıktılar. Kendisine Habeş topağına kadar göründü. Efendimiz (s.a.v.) hazretleri, Necâşînin cenazesinin üzerinde olduğu divânı gördü. Dört tekbir aldı. Ve Necâşi için istiğfâr’da bulundu.
Kaynak : İsmail Hakkı Bursevi, Rûhu’l-Beyan Tefsiri 4/411-413.