ÖZÜRSÜZ; SOĞAN, SARMISAK, PIRASA VE BENZERÎ KÖTÜ KOKULU YÎYECEKLERÎ YİYİP KOKUSUNU GİDERMEDEN MESCÎDE GİRMENİN NEHİY OLUŞU
1701. İbn Ömer’den (r.a) rivayet edildiğine göre, Nebî (s.a) şöyle buyurmuştur: “Kim bu ağaçtan, yani sarımsaktan yerse, mescidimize yaklaşmasın…” (Buhâri ve Müslim rivayet etmişlerdir) .[11]
Hadis-i şerif; soğan, sarımsak gibi koku veren yiyecekleri yiyip, mescide girmeyi nehyediyor. Ancak bu yiyecekleri pişmiş olarak yemek nehiy kapsamında değildir. Bu nehiy başkasını rahatsız etmediği zaman tenzihidir. Başkalarına eziyet verirse haramdır.[12]
1702. Hz. Enes’den (r.a) rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Nebî (s.a) şöyle buyurmuştur:
“Bu ağaçtan (sebzeden) kim yerse, bize yaklaşmasın! Bizimle beraber namaza durmasın. ” (Buhârî ve Müslim rivayet etmişlerdir).[13]
Hadİs-i şerifte “Bu ağaç” sözü kullanılarak, ne olduğu belirtilmemiştir. Bu bir karineyle veya tanınması sebebiyle söylenmiştir. İfade ettiği sebze sarımsaktır.
Yenilmeyi} sebebi; başkalarına kötü kolcusu ile eziyet edilmemesi içindir. Hatta bazı alimler, “( üzerine kötü kokular sinmiş kimseyi cemaatten uzak tutmalıdır” derler.
“Namaz kılmasın ” sözünde namazın zikredilmesi ile yasak tahsis edilmiştir. Bu yasak namazın önemine ve huşuyu ortadan kaldıran sebepleri namaz kılandan def etmeye, böylece müslümanların namazı kemali edeple kılmalarını sağlamaya yöneliktir.[14]
1703. Hz-Câbir’den (r.a) şöyle dediği rivayet edilmiştir: Nebi (s.a) şöyle buyurmuştur:
‘Kim sarmısak veya soğan yerse, bizden uzak dursun veya mescidimizden uzak dursun.’* (Buhârî ve Müslim rivayet etmişlerdir).[15]
Müslimin bir rivayetinde; “Kim; soğan, sarımsak, pırasa yerse, mescidimize yaklaşmasın. Çünkü melekler, âdemoğullarının eziyet duyacağı şeylerden rahatsız olurlar” şeklinde geçer.
Bu hadiste yenilmesi nehyedilen yiyeceklerin kapsamı çoğaltılmıştır. Soğan, pırasa gibi çirkin kokuya sebep olan yiyecekler İlave edilmiştir.
Mescidlere beş vakit namaz esnasında olduğu gibi, bu vakitlerin dışında da pis kokularla girmek nehyediliyor. Çünkü insanların eziyet duyacağı şeylerden melekler de eza duyarlar.
Câmi’ûs-Sağîr de; “Bizden, mescidimizden uzak dursunlar. Evlerinde otursunlar” hadisi mevcuttur.
Ancak, oruç tutan kimsenin ağız kokusu buna dahil değildir. Çünkü bu koku Allah katında misk kokusundan daha güzeldir.[16]
1704. Ömer b. Hattâb’dan (r.a) rivayete göre cuma günü hutbe verirken şöyle dedi: “Sonra size ey insanlar, iki ağaçtan yiyorsunuz ki, onları ben fena görüyorum. Ki onlar, soğan ve sarımsaktır. Ben Rasûlullah’ı (s.a) mes-cidde bu kokuyu duyduğu kimsenin çıkarılmasını emrederken gördüm. Bu adam Bakî kabristanlığına kadar çıkarılırdı. Onları kim yerse, pişirerek kokularını gidersin.” (Müslim rivayet etmiştir).[17]
“Habis” kelimesi; zina gibi harama itlak edildiği gibi. tadı kokusu çirkin olan şeylere de denilir. Habâis de bu manayı aşır. Yılan ve akrep gibi arabın pis saydığı şeylerdir.
Bu bölümdeki bütün hadisler mescide gelmek isteyen kimsenin soğan, sarımsak, pırasa ve her türlü kötü kokulu şeyi yemesini nehyetmektedir. Buradaki nehıy tahrimidir. Ancak bunları pişirip kokuları izale olduktan sonra kerahat kalkar.
Müslümanın hep kokulu olması, özellikle toplantı yerlerinde ve ibadet mahallerinde buna dikkat etmesi gerekir. Böylece insanların onunla oturmasını ve ona yakın olmasını kerih görmesinler.
Mescîdlerin nezafetine önem vermek; oraya giderken çirkin, kokulu iş elbiselerini çıkanp, hoş ve temiz elbiseleri giymek gerekir. Bu gibi kokular daima soğan, sarımsak gibi kokulu şeylere kıyas edilir.
islâm; insanların aralarındaki ülfete ve onlan birbirinden nefret ettirici her tür eziyeti uzaklaştırmaya özen göstermiştir.
Emir sahiplerinin (devlet yineticilerinin) mesddleri gözetmeleri, onların temizliğine dikkat etmeleri ve insanların oraya yönelmelerini sağlamaları gerekir.
Bu bölümdeki hadislerden çıkarılan hükümler şunlardır.
Çiğ sarmısak yiyip, mescide gelmek mekruhtur. Kerahati, çirkin kokusu sebebiyledir. Haram olmaması; “Kim bundan yerse…” cümlesinden anlaşılmaktadır. Hz. Ali’den (r.a) rivayet edilen bir hadiste: Rasûlullah (s.a) sarmısak yemeyi nehyetmiş, ancak pişmiş olursa müstesna olduğu buyurul-muştur.
Sarmısak gibi çirkin kokusu olan soğan, pırasa, turp gibi yiyecekler de sarmısak hükmündedir. Bunların hükmü ehü sünnete göre mekruhtur.
Bu tür sebzeleri yiyen kimsenin mescide yaklaşmaması lazımdır. Bu ne-hiy; bayram, cuma, cenaze, düğün merasimi gibi insanların bir araya geldiği bütün toplulukları içerir. Çarşı ve pazarlara giderken sarmısak yemek mekruh değildir.
Hadiste soğan ile sarımsağın zikrolunması, onların yenilmeleri sebebiyledir. Dolayısıyla kendisinde pis koku olan bütün yiyecekler de bu kapsamda mütalâa edilir. Hatta bazı alimler; ağzı kokan kimseler veya kasap, balıkçı gibi sanat erbabı da bu hükmün kapsamına girer, demişlerdir.
Bazı alimler bu hadisin cemaate devamın farz olmadığına delil olduğunu söylemişlerdir. Çünkü sarmısak ve benzeri sebzeleri yemek caizdir. Bu takdirde cemaatla namazın terkedilmesinin de caiz olması gerekir.
Sarmısak, soğan gibi şeyleri yemek cemaatı terk hususunda bir özür sayılır.
Bazıları bu hadislerle ihtisas ederek, sarmısak soğan gibi kerih kokulu yiyeceklerin Hz. Peygamber’e haram olduğunu söylerler. Ancak bu doğru değildir. Çünkü Rasûlullah (s.a); “Ey Cemaat, Allah’ın bana helâl kıldığı bir şeyi haram kılmak benim elimde değildir. Şu var ki sarmısak benim kokusundan hoşlanmadığım bir sebzedir” buyurması buna delil teşkil eder.[18]
Kaynak : Riyazu`s – Salihin – İmam Nevevi
Dipnotlar : Yazının devamını oku »