Namaz Kılıyor Desinler Diye Yapıyordum.
Mansûr bin Ammâr (r.h.) buyurdular:
Benim Allah rızâsında birlikte olduğum bir kardeşim vardı. Bana itikâd ediyordu. Şiddet ve genişlik, iyilik ve kötü günlerimde beni ziyaret ederdi.
Çok ibâdet ederdi. Teheccüd namazını kılardı. Çok ağlardı.
Onu kaybettim. Uzun süre bana gelmedi. Onun için bana:
-“O zayıf ve hastadır,” dediler.
Ben onun evine gittim. Kapısını çaldım. Kızı çıktı. Bana kayıpı açtı. Evine girdim. Onu evin ortasında, yatağının üzerinde yatmış gördüm. Yüzleri kapkara olmuştu. Gözleri masmavi idi. Dudakları kabarmıştı. Ben ona:
“Kardeşim, (Lâ ilahe illallah) söyle,” dedim.
0 gözlerini açtı, kızgın bir şekilde göz ucuyla bana baktı.
Sonra ve sonra yine kendisine söyledim. Korktum ve kendisine:
-“Eğer tevhîd kelimesini söyleyemezsen seni yıkayamam, kefenleyemem ve cenaze namazını da kılamam,” dedim. Bunun üzerin o bana:
-“Kardeşim Mansûr, benimle o kelimenin arasında bir engel var,” dedi. Ben:
Deyip lâ havle çektim. Ve ona:
-“Nerede o namazların, orucun, teheccüdün, kıyamın, göz yaşların ve takvan?” dedim. O:
-“Bütün bunların hepsi Allah’ın rızâsı için değildi. Desinler diye yapıyordum. Beni o şekilde ansınlar diye ibâdet ediyordum. Kendi başıma ve yalnız kaldığım zaman, perdeleri indirir, kapıları kapatır ve rahatıma bakar ve isyan ile ilerlerdim.
Kaynak : İsmail Hakkı Bursevi, Rûhu’l-Beyan Tefsiri: 4/24-25
.