Göynem – Beyşehir

İlahi – Kur`an -İslam – Din -Tasavvuf – Belgesel – Dua – Hadis – Tarih – Şiir – Vs… – بِسْمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

Bebeğin Konuşması

Posted by Site - Yönetici Kasım 7, 2010

Bebeğin Konuşması

Bebeğin Konuşması

Bebeğin Konuşması

Peygamberimiz’in mûcizesi ile, simsiyah yüzü beyaz olan kölenin yaşadığı köyden bir kadın, kucağındaki iki aylık bebeği ile birlikte Peygamber Efendimiz’in yanına geldi. İki aylık bebek, Peygamberimiz’in yanına gelir gelmez dile geldi.

Ey Allah’ın elçisi! Allah sana selâm söyledi” dedi. Kâfir olan anne çocuğunu azarlayarak, ”Sus, sana kim öğretti bunu?” diye öfkeyle bağırdı. Bebek yeniden dile gelerek, ”Önce Allah, sonra da Cebrâil” dedi. Annesi çocuğa, ”Sen Cebrâil’i görüyor musun?” dedi. Çocuk, ”Evet, şu anda senin başının üzerinde ayın on dördü gibi parlıyor” dedi. Allah’ın Resûlü bunun üzerine çocuğa, ”Ey süt emen körpe yavru! Senin adın nedir?” dedi. Bebek, ”Hakk’ın yanında adım Abdülaziz, fakat insanlar beni Abdüluzza diye çağırıyorlar” dedi. İki aylık çocuğun kemal sahibi bir insan gibi konuşması annenin imana gelmesine vesile oldu.

***

Konuşma yaşına gelmemiş çocuk gibi, kıyamet günü bütün âzalarımız, elimiz, ayağımız, gözümüz dile gelerek yaptıklarımızı bize söyleyecekler. İnsan bunu bile bile nasıl günah işler?

Tavşancıl Kuşunun Peygamber Efendimiz’in Ayakkabısını Kapıp Kaçırması

Bir gün, Allah’ın Resûlü (s.a.v) abdest almak için su istedi. Güzelce abdestini aldı. Ayakkabısını ayağına giymek üzere elini uzattığında, bir taşvşancıl kuşu gelerek ayakkabıyı kapıp havalandı. Kuş ayakkabıyı havada ters çevirdiğinde, içerisinden bir yılan düştü.

Daha sonra kuş ayakkabıyı getirip, yavaşça Peygamber Efendimiz’in önüne bıraktı.

Kuşun, Allah’ın yardımıyla Peygamber Efendimiz’i korumak için ayakkabıyı aldığı anlaşıldığında, Resûlullah Efendimiz şöyle buyurdular:

Bu olay, yılan sokmasına karşı beni korumak için Allah’ın bir ikramıdır. Allahım, iki ayak üzerinde yürüyenlerle, karnı üstünde sürünenlerin şerrinden sana sığınırım.”

***

Ceza olarak gördüğümüz belâ ve musibetlerin sonucu, bizim için hayır olabilir. Büyükler tasavvufu, ”Sıkıntılı anlarda gönlün huzur içinde olmasıdır” diye tarif etmişlerdir. Dolayısıyla sûfîler, üzüntü ve sıkıntılarını gizli bir altın hazinesi gibi saklarlar.

Kaynak : Mesnevide Geçen Hikayeler

.

Yorum bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.