Göynem – Beyşehir

İlahi – Kur`an -İslam – Din -Tasavvuf – Belgesel – Dua – Hadis – Tarih – Şiir – Vs… – بِسْمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

Archive for 04 Eki 2010

GÖYNEM’DEN RESİMLER

Posted by Site - Yönetici Ekim 4, 2010

GÖYNEM’DEN RESİMLER

GÖYNEM’DEN RASİMLER

GÖYNEM’DEN RASİMLER

GÖYNEM’DEN RASİMLER

GÖYNEM’DEN RASİMLER

GÖYNEM’DEN RASİMLER

GÖYNEM’DEN RASİMLER

GÖYNEM’DEN RASİMLER

GÖYNEM’DEN RASİMLER

GÖYNEM’DEN RASİMLER

GÖYNEM’DEN RASİMLER

GÖYNEM’DEN RASİMLER

GÖYNEM’DEN RASİMLER

GÖYNEM’DEN RASİMLER

GÖYNEM’DEN RASİMLER

Posted in Göynem`den Resimler...... | Etiketler: | Leave a Comment »

NAMAZ, NAMAZ,NAMAZ…

Posted by Site - Yönetici Ekim 4, 2010

NAMAZ...

NAMAZ...

NAMAZ, NAMAZ,NAMAZ…

(Namâzlarınızı ihlâs üzerine kılınız! Çünkü yanınızda bulunan melekler, sizin amel, namâz ve tâatinizi alıp göklere giderler,göklere giderken, muhtelif melekler, bu ibâdetleri görürler:

1. kat gökteki melekler, yalancıların ibâdetini geçirmezler.

2. kattaki melekler, namâz kılarken dünya işi ile kalbi meşgûl olan kimsenin namâzını geçirmezler.

3. kattaki melekler, namâzını beğenenlerin namâzını geçirmezler.

4. kattaki melekler, kibredenlerin, yâni kendini beğenenlerin namâzını geçirmezler.

5. kattaki melekler, hasûdlük edenlerin namâzını geçirmezler.

6. kattaki melekler, kalbinde şefkat ve merhameti olmıyanın namâzını geçirmezler.

7. kattaki melekler ise, hırs ve tama’ı olanların namâzını geçirmeyip geri döndürürler.) [İslâm Ahlâkı s.420]

(Yâ Ebâ Hüreyre! Kuşluk namâzını terk etme! Cennetin bir kapısı vardır ki, onaDuhâ kapısıderler. Bu kapıdan yalnız kuşluk namâzı kılanlar girer.) [İslâm Ahlâkı s.422]

Her kim kuşluk namâzını iki veya dört rekât kılarsa, zâkirler zümresine yazılır. Altı veya sekiz rekât kılsa, sıddîklar zümresine yazılır. Kaza namâzı kılan, hem borcundan kurtulur, hem de bu sevaplara kavuşur.

(Namâz mü’minlerin mîracıdır.) [Mektûbât-ı Rabbânî c.1 m.261; Müjdeci Mektûblar s.390]

İmâm-ı Rabbânî “kuddise sirruh” buyuruyor ki, (Bilmelidir ki, namâz, islâmın beş şartından, dînin beş esasından ikincisidir. Bütün ibâdetleri kendisinde toplamıştır. İslâmın beşte bir parçası ise de, bu toplayıcılığından dolayı, yalnız başına, müslümanlık demek olmuştur. İnsanı Allahü teâlânın sevgisine kavuşturacak işlerin birincisi olmuştur. Âlemlerin efendisi ve Peygamberlerin en üstünü olana mîraç gecesi, Cennette nasip olan rü’yet şerefi, dünyaya indikten sonra, dünyanın hâline uygun olarak kendisine yalnız namâzda müyesser olmuştur.)

(İnsanın Allahü teâlâya en yakın olması namâzdadır.) [Mektûbât-ı Rabbânî c.1 m.261; Müjdeci Mektûblar s.390]

İmâm-ı Rabbânî “kuddise sirruh” buyuruyor ki, (Onun yolunda, tâm izinde giden büyüklere, o rü’yet devletinden, bu dünyada büyük pay, namâzda olmaktadır. Evet, bu dünyada Allahü teâlâyı görmek mümkün değildir. Dünya buna elverişli değildir. Fakat, Ona tâbi olan büyüklere, namâz kılarken rü’yetten birşeyler nasip olmaktadır. Namâz kılmağı emr buyurmasaydı, maksadın, gayenin güzel yüzünden perdeyi kim kaldırırdı? Âşıklar, mâşuku nasıl bulurdu? Namâz, üzüntülü ruhlara lezzet vericidir. Namâz, hastaların, rahat vericisidir. Ruhun gıdâsı namâzdır. Kalbin şifâsı namâzdır.)

(Namâz, kalbimin neşesi, gözümün bebeğidir.) [Mektûbât-ı Rabbânî c.1 m.261; Müjdeci Mektûblar s.390]

İmâm-ı Rabbânî “kuddise sirruh” buyuruyor ki, (Zevkler, vecdler, bilgiler, marifetler ve makamlar, nûrlar ve renkler, kalbdeki telvînler ve temkînler, anlaşılan ve anlaşılamıyan tecellîler, sıfatlı ve sıfatsız zuhûrlardan hangisi, namâz dışında hâsıl olursa ve namâzın hakîkatinden birşey anlaşılamazsa, bu hâsıl olanlar, hep zılden, aksden ve sûretten meydana gelmiştir. Belki de, vehm ve hayâlden başka birşey değildir. Namâzın hakîkatini anlamış olan bir kâmil, namâza durunca, sanki, bu dünyadan çıkıp âhıret hayatına girer ve âhırete mahsûs olan nîmetlerden birşeylere kavuşur. Araya aks, hayâl karışmaksızın, asldan haz ve pay alır. Çünki, dünyadaki bütün kemâlât, nîmetler zılden, sûret ve görünüşten hâsıl olmaktadır. Zıl, görünüş arada olmadan, doğruca asldan hâsıl olmak, âhırete mahsûsdur. Dünyada asldan alabilmek için, mîraç lâzımdır. Bu mîraç, müminin namâzıdır. Bu nîmet, yalnız bu ümmete mahsûsdur. Peygamberlerine tâbi olmak sâyesinde, buna kavuşurlar. Çünki, bunların Peygamberi “sallallahü aleyhi ve sellem” mîraç gecesi [Receb-i şerifin yirmiyedinci kandil gecesi] dünyadan çıkıp âhırete gitti. Cennete girdi ve rü’yet devleti ile şereflendi. Yâ Rabbî! Sen o büyük Peygambere bizim tarafımızdan, Onun büyüklüğüne yakışan iyilikleri ihsân eyle! Bütün Peygamberlere de hayrlar, iyilikler ver ki, onlar insanları, seni tanımaya ve rızana kavuşmaya çağırmış ve beğendiğin yolu göstermişlerdir.)

(Beş vakt namâza devâm eden, sırât köprüsünden şimşek çakar gibi geçecek ve sâbık denilen Evliyâ ile haşr olacakdır.) [Mektûbât-ı Ma’sûmiyye c.2 m.11; Kıymetsiz Yazılar s.404]

(Amellerin en hayrlısı namâzdır. Abdeste devâm edenler, ancak mü’minlerdir. Mü’min gündüz abdestli olmalı, gece de abdestli yatmalıdır. Böyle yapınca, Allahü teâlânın korumasında olur. Abdestli iken yiyip, içenin karnındaki yemek ve su zikreder. Karnında kaldıkları müddetçe, onun için istigfâr ederler.) [Namâz Kitabı s. 47]

Fahr-i âlem “sallallahü aleyhi ve sellem” hazretlerine mi’râc müyesser oldu. O gecenin sabâhında, mi’râc kıssasını anlatıp, buyurdu ki, (Bu gece, Mekkeden Beyt-i Mukaddese gitdim. Orada, Enbiyânın rûhlarına imâm olup, iki rek’at namâz kıldım. Oradan Arşın üzerine yükseldim. Allahü teâlâ ile konuşdum. Allahü teâlâ, ümmetime, bir gün bir gecede elli vakt namâz farz etdi. Geri döndüm. Âsûmânda, hazret-i Mûsâ “aleyhissalâtü vesselâm” ile karşılaşdım. Beni geri gönderdi ki, elli vakt namâza ümmetin tâkat getiremez. Allahü teâlâya teveccüh etdim. On vakt namâz bağışladı. Geri Mûsâ aleyhisselâmın yanına geldim. Henüz çokdur, diye beni geri döndürdü. Tekrâr Allahü teâlâya teveccüh etdim. On vakt dahâ bağışladı. Velhâsıl, beş nöbetde, kırkbeş vakt namâz bağışladı. Hazret-i Mûsâ aleyhisselâm yine dön, dedikde, dedim ki, Rabbimden hayâ ederim. Ben bu beş vaktden râzıyım, dedim. Allahü teâlâdan nidâ geldi ki, bu beş vakt, elli vakte bedeldir. Sonra, Beyt-ül-mukaddese gelip, gece içinde, Mekkeye geri döndüm.) [Menâkıb-ı Çihâr Yâr-i Güzîn s.8]

Bu gidip-gelmek, gâyet kısa zamânda oldu. Rivâyet edilir ki, geldikde, mubârek yatakları henüz sıcak idi. Kâfirler bu kıssayı işitince, inkâr edip, akla uygun değildir, dediler. İnkâr eden o grub, şimdi bununla Ebû Bekri susdurmak iyi olur, diyerek, yanına geldiler. Dediler; yâ Ebâ Bekr! Efendinin, nasıl bir konuyu da’vâ edindiğini işitdin mi? Efendin der ki, bu gece arşa gitdim, geldim. Hazret-i Ebû Bekr “radıyallahü teâlâ anh” o durumda, duraklama ve tereddüd etmeksizin, tasdîk ve kabûl edip, böyle söyledi ise, gerçek söyler. Ondan yalan sâdır olmaz, buyurdular. Ondan dolayı Hazret-i Ebû Bekre, (Sıddîk) denildi.

(Yâ Alî, insanlar fedâil ile meşgûl oldukları zamân, sen farzları tamâmlamağa çalış!) [Miftâh-un-necât; Tam İlmihâl Seâdet-i Ebediyye s.18]

(Hak teâlâ rahmetini imâma indirir, imâmın arka, sağ ve sol tarafına da indirir.) [İslâm Ahlâkı s.404] İmâmın arkasına, sağ veya soluna durmaya gayret etmelidir.

(Câmide dünya kelâmı söyleyen kimsenin ağzından fena bir koku çıkar. Melekler derler ki, yâ Rabbî, bu kulun câmide dünya kelâmı söylemesinden dolayı, ağzından çıkan koku bizleri rahatsız ediyor. Hak teâlâ hazretleri buyurur ki, “İzzetim, celâlim hakkı için, onlara yakında büyük bir belâ veririm.”) [İslâm Ahlâkı s.420]

(Bir ümmetim câmi temizlese, benimle berâber dörtyüz gazâ, dörtyüz kere hac etmiş gibi, benimle dörtyüz rekât nemâz kılmış gibi, dörtyüz kere oruc tutmuş gibi ve dörtyüz kul âzâd etmiş gibi, Hak teâlâ hazretleri o kula sevap ihsân eder.) [İslâm Ahlâkı s.421]

(MüezzinMuhammeden resûlullahdeyince, bir kimse, iki baş parmağını öper, sonra gözlerine sürer ve Eşhedü enne Muhammeden abdühu ve Resûlüh, Radıytü billâhi rabben ve bil-islâmi dînen ve bi-Muhammedin sallallahü aleyhi ve selleme nebiyyenderse, şefaatim ona helâl olur.) [Deylemî; Kıyâmet ve Âhıret s.264]

..

Posted in Bunları Biliyormuydunuz, Diger Konular, Dini Konular, Güncel, Gündem, Genel, Namaz, Tavsiyeler, Türkiye, Yorumlar | 1 Comment »

 
%d blogcu bunu beğendi: