Cehennemliklerin çekecekleri azâb türleri:
Aziz ve Celil olan Allah bizi o azâbdan korusun.
Hafız Ebubekir b. Merdeveyh, tefsirinde,.. Ya’lâ b. Münebbih’ten rivayet etti ki; Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Cenab-i Allah, cehennemlikler için kara bir bulut yaratır. Bu bulut onların üst tarafına gelince onlara şöyle seslenir: “Ey cehennemikler! Ne istiyorsunuz, ne taleb ediyorsunuz?” Onlar da bu seslenme nedeniyle dünyanın bulutlarını ve o bulutlardan üzerlerine inen suları hatırlar ve “Ya Rab! İçecek istiyoruz” derler. Bunun üzerine boyunlanndaki prangalara ek olarak fazladan prangalar ve zincirler, üzerlerinde alevlenecek olan ateş korları üzerlerine yağar!“
Ebubekir b. Ebi’d-Dünyâ… Ebû Ahves’ten rivayet etti ki; İbn Mes’ud, bir adama şöyle bir soru sormuş:
— Cehennemliklerin en şiddetli azâb görecek olanları kimlerdir?
— Münafıklardır.
— Doğru söyledin. Onların nasıl azâb göreceklerini biliyor musun?
— Demirden tabutlara konulurlar. Tabutların kapakları üzerlerine kapanır. Sonra satranç karesinden daha küçük ve Cübbü’l-Hazen denen tandırlara -ki bunlar cehennemin en dibindeki vadidedir- atılırlar. Ve bu tandırlar, içlerine atılan kimselerin üzerine sonsuza dek kapalı kalırlar.“
İbn Ebi’d-Dünyâ… Ebû Seleme es-Sakafî’den rivayet etti ki; Vehb b. Münebbih şöyle demiştir: “Doğrusu Cehennem ehli-ki onlar cehennemlikler ve ateşte olanlardır- kendilerine gelemez, uyuyamaz ve (azâbdan kurtulmak için de) ölmezler. Ateş üzerinde yürür, ateş üzerinde oturur, cehennemliklerin irinlerini içer, onların taamından yerler. Yorganları ateştendir, döşekleri ateştendir, gömlekleri ateşten ve katrandandır. Yüzlerini ateş kapar. Bütün cehennemlikler, ucu zebanilerin elinde olan zincirlere vurulmuş olup ileriye ve geriye doğru çekilirer. İrinleri cehennemdeki bir çukura akar. Onların içecekleri işte budur.”
Böyle dedikten sonra Vehb ağladı; sonra da bayılıp yere düştü. Orada bulunan Bekir b. Huneys de kendini tutamayıp ağladı; nihayet kalktı ve konuşamaz oldu. Orada bulunan Muhammed b. Cafer de hıçkıra hıçkıra ağladı.
Yukarıda naklettiğimiz sözlerin sahibi Vehb b. Münebbih el-Yemanî; öncekilerin kitaplarına bakar; Ehl-i kitabın muteber olan olmayan kaynaklarından nakiller yapardı. Ancak onun bu sözlerini Kur’ân-ı Azim’de ve hadislerde doğrulayıcı deliller vardır. Zira Yüce Allah buyurmuş ki: “Doğrusu suçlular, temelli kalacakları cehennemin azabı içindedirler. Azaba hiç ara verilmez. Onlar orada tamamen umutsuzdurlar. Biz onlara zulmetmedik. Ama onlar zâlim kimselerdi. Cehennemde şöyle seslenirler: “Ey nöbetçi! Rabbin hiç değilse canımızı alsın.” Nöbetçi: “Siz böyle kalacaksınız” der.” (Zuhruf, 43/74-77)
“Bu kâfirler, ateşi yüzlerinden ve sırtlarından menedemeyecekleri ve yardım da göremeyecekleri zamanı keşke bilseler. Belki aniden gelecek de onları şaşırtacaktır. Artık onu geri çeviremezer; kendileri de ertelenmez.” (Enbiyâ, 21/39-40)
“İnkâr edenlere cehennem ateşi vardır. Ölümlerine hükmedimez ki ölsünler; kendilerinden cehennemin azabı da hafifletilmez. Her inkarcıyı böylece cezalandırırız. Orada; “Rabbimiz! Bizi çıkar; yaptığımızdan başka, yararlı iş işleyelim” diye bağırışırlar. O zaman onlara şöyle deriz: “Öğüt alacak kişinin öğüt alabileceği kadar bir süre sizi yaşatmadık mı? Size uyarıcı da gelmişti. Artık azabı tadınız. Zâlimlerin yardımcısı olmaz.” (Fâtr, 35/36-37)
“Ateşte olanlar, cehennemin bekçilerine: “Rabbinize yalvarın da hiç değilse bir gün azabımızı hafifletsin” derler. Bekçiler: “Size, belgelerle peygamberleriniz gelmemişmiydi?” derler. Onlar da; “Evet gelmişti” derler. Bekçiler: “O halde kendiniz yalvarın” derler. İnkarcıların yalvarışı şüphesiz boşunadır.” (Mü’min, 40/49-50)
“Bedbaht olan ondan kaçınacaktır. O, en büyük ateşe yaşlanacaktır. O, orada ne ölecektir ne de dirilecektir.” (A’Iâ, 87/11-13)
Önce geçen sahih bir hadiste şöyle denilmişti: “Doğrusu cehennem ehli, cehennemliklerin kendileridir. Onlara orada ne ölürler, ne de dirilirler.”
Ölümün kendisinin de cennetle cehennem arasındaki bir yerde boğazlanacağının anlatıldığı hadiste ifade edildiğine göre ölüm boğazlandıktan sonra şöyle denilecektir: “Ey cennetlikler! Size ölümsüzlük ve ebediyet vardır. Ey cehennemlikler! Size de ölümsüzlük ve ebediyet vardır.” Bir saat hatta bir an bile ara verilmeyen mütemadi azâb içindeki bir adam nasıl uyuyabilir?!.. “Onun ateşi ne zaman sönmeye yüz tutsa hemen alevini artırırız.”(isrâ, 17/97)
“Orada, uğradıkları gamdan ne zaman çıkmak isteseler her defasında oraya geri çevrilirler. “Yakıcı azabı tadın” deriz.” (Hacc, 22/22)
İmam Ahmed b. HanbeL. Ebû Hüreyre’den rivayet etti ki; cehennemlikler hakkında Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Onlardan birinin başına kaynar su dökülür. Bu su, kafatasından içeri girip karnına ulaşır. Karnındaki (organ)ları yok eder, sonra da ayaklarından çıkar!“
Tirmizî ile Taberanî… Ebû Derdâ’dan rivayet ettiler ki; Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Cehennemliklere bir açlık bırakılır da bu açlık, çekmekte oldukları azaba denk olur. Meded dileyerek yemek isterler. Kendilerine, boğazı tıkayan bir yemek verilir. (Boğazları tıkanınca) dünyadayken bu gibi durumlarda içecekler sayesinde kurtuduklarını hatırlarlar. Meded dileyerek içecek isterler; kendilerine ateşten kupalar içinde kaynar su verilir. Bu su onlara yaklaştırıldığında, yüzlerinin derisi soyulur. İçince, içleri parçalanır. Meded dilerler. Kendilerine denilir ki:
— “Size, belgelerle peygamberleriniz gelmemiş miydi?” (Mü’min, 40/50)
— Evet, gelmişti.
— O halde yalvarın. İnkarcıların yalvarışı şüphesiz boşunadır.
— Bize Mâlik’i (cehennem nöbetçisini) çağırın (Mâlik gelince ona şöyle seslenirler):
~ Ey Mâlik! Rabbin hiç değilse canımızı alsın.
— Siz böyle kalacaksınız.” (Zuhruf, 43/77)
Cehennemlikler şöyle derler: “Rabbimiz! Bizi bedbahtlığımız yenmişti. Sapık bir millet olmuştuk.” (Müminûn, 23/306)
Onlara şöyle denilir: “Sinin orada. Benimle konuşmayın.“
Kaynak : Ölüm ve Ötesi – İbni Kesir
..