Göynem – Beyşehir

İlahi – Kur`an -İslam – Din -Tasavvuf – Belgesel – Dua – Hadis – Tarih – Şiir – Vs… – بِسْمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

İsrafın Çeşitleri

Posted by Site - Yönetici Aralık 21, 2009

israfin-cesitleri

İsrafın Çeşitleri

İsrafın da bazı çeşitleri vardır: Doyduktan sonra yemek, israftır. Rasûlullah (sas) şöyle buyuruyorlar: “Âdemoğlu karnından daha kötü bir kab doldurmamıştır. Yemek gerektiğinde, üçte birini yemeğe, üçte birini suya, üçte birini de nefsin için ayır (Yani boş bırak).” Bir başka hadisde de “İnsanoğluna, kendisini ayakta, tutacak birkaç lokma yeter.” buyuruluyor. Kendisine yetecek kadar yiyen kimse levmedilmez. Çünkü o, vücudunun ihtiyacı olduğu için yemiştir. Doyduktan sonra yemekte, bir menfaat olmayıp aksine zarar vardır. Bu yiyeceği çöplüğe veya ondan daha kötü bir yere atmak demektir.

İnsanın kendi ihtiyacının fazlası olan yiyecekte başkasının da hakkı vardır. Çünkü bu yiyecek, karşılıklı veya karşılıksız bir başkasının eline geçtiğinde, onunla açlığını giderecektir. İnsan bu fazlalığı yemekle, başkasının hakkına tecavüz ediyor demektir. Bu ise haramdır. Doyduktan sonra yemek, bazan insanı hasta eder ve insan kendi kendisini yaralamış gibi olur.

Bu meselede asıl, şu hadistir: Rivayet edildiğine göre, bir adam Rasûlullah’ın (sas) meclisinde geğirdi. Rasûlullah (sas) kızdı ve buyurdu ki: “Geğirtini bizden uzaklaştır. Sen bilmiyor musun ki, Kıyamet günü insanların en uzun azab çekeni, dünyada en çok doyanlardır.” İbn Ömer (ra) hastalandığı zaman, Rasûlullah (sas) hastalığının sebebini sordu. Denildi ki: Onun midesi bozuldu. Rasûlullah (sas) “Bu nedendir?” diye sordular. Çok yemekten olduğunu öğrenince, şöyle buyurdular: “Şayet o ölseydi, cenazesinde bulunmazdım ve onun namazını kılmazdım.

Hz. Ömer’e (ra) “Senin için de cevâriş alalım mı?” diye sorduklarında, “Cevâriş ne işe yarar?” diye sual etti. “Yemeği hazmettirir.” dediler. Hz. Ömer (ra) onlara cevaben şöyle dedi: “Sübhanallah, mü’min doyduktan sonra da yemek yer mi ki?

Ancak bazı müteahhirîn ulemâsı (rh) bundan şu durumda olanları istisna ettiler: Bir kimsemin doyduktan sonra da yemesi için meşru bir sebeb varsa, o zaman yemesinde bir beis yoktur. Meselâ bir kimse, yeterli miktar yedikten sonra bir misafir çıkıp gelse, onu mahcub etmemek için onunla da beraber yer. Aynı şekilde ertesi gün oruç tutmak isteyen kimsenin gündüz oruca dayanmak için, doyduktan sonra yemesinde bir beis yoktur.

Mubah olan şeylerden çok ve çeşitli olarak yemek te israftır. Rasûlullah (sas) bunu Kıyamet alâmetlerinden saydılar ve buyurdular ki: “Onların sofralarında yemek kabları dolaşır. Bir taraftan da üzerlerine lanet iner.” Rivayet edildiğine göre, Hz. Aişe validemiz (ra) bir ziyafette idiler. Peşi peşine yemek kabları geliyordu. Ayağa kalktı ve şöyle demeğe başladı: “Birincisi yenilmedi mi? Şayet yenilmediyse ikinciye ne gerek var? Birincisi bize kâfi gelir. Rasûlullah (sas) böylesinden menettiler.”

Ancak bazı durumlar istisna edilebilir: Bir kimse aynı çeşitten usandığında, her çeşitten bir şey almak için, mubah olan yiyeceklerden bir araya toplayıp ibadet yapabilecek kadar onlardan alabilir.

Hikâye edildiğine göre, Haccâc, Abdülmelik b. Mervân’a yazdığı mektubda üç şeyden şikâyet etti: Yemekten ve kadınlardan acizlik, konuşmada güçlük çekme. Abdülmelik ona şu tavsiyeleri yazdı: Yemek çeşitlerini çoğaltmasını, her zaman cariyelerini yenilemesini ve konuşurken insanlardan başkasına bakmasını.

Yemek için ihtiyaç duyulduğunda, fazla çeşitte yemeği sofraya koymak ta israftır. Kendi ihtiyacından fazlasının başkasının hakkı olduğunu yukarıda açıkladık. Ancak misafirlerin grup grup gelip de yemek yemeleri gaye edinilmişse, o zaman bunda bir beis yoktur. Çünkü bu durum böyle bir şey için faydalıdır.

Ekmeğin ortasını yiyip kabuğunu bırakmak ta israftır. Bazı cahillerin lezzetli olduğunu zannederek yaptıkları gibi, ekmeğin kızaran yerini yemek te israftır. Ancak bu durum diğer kısmın bırakıldığı zamandır. Bir başkası da onu alsa, bir beis yoktur. Somunlar arasında bir tercih yapmada da bir mahzur yoktur. Yemekten kalkarken, ekmekle ağzını silmesi ve sonra da bu ekmeği sofrada bırakması da israftır. Çünkü bir başkası bunu çirkin görür ve yemez. Ancak bir kimsenin sildiği ekmeği yemesinde bir beis yoktur.

Bir kimsenin elinden düşen lokmayı terketmesi de israftır. Bu lokmanın alınıp yenilmesi gerekir. Çünkü bunu o halde terketmek, bu yiyeceği hafife almaktır. Onu yerden almak ise, hürmet etmektir. Biz ekmeğe gereken itinayı göstermekle emrolunduk. Rasûlullah (sas) şöyle buyuruyorlar: “Ekmeğe hürmet ediniz. Çünkü o, yerin ve göğün bereketindendir.” Ekmeğin hürmet görmesinin bir sebebi de, sofraya geldiğinde katığın beklenilmemesidir.

Katık gelmeden ekmekten yenilmeye başlanılır. Bunun sebebine gelince: Çünkü insan nimete şükretmek ve küfrân-ı nimetten de sakınmakla mükelleftir. Yere düşen ekmeği terketmede küfrân-ı nimet manası vardır. Katık gelmeden önce ekmekten yemeğe başlamakta da nimete şükrü izhar vardır. Aç olduğu zaman katık gelinceye kadar beklemede ise, bir nevi oyalanma vardır. Bundan da kaçınmak gerekir.

Bu konu ile ilgili şöyle bir hikâye anlatılır: Bir gün Ebû Hanife (rh) mecnun olarak dolaşan Behlül ile karşılaşır. Behlül, yola oturmuş yemek yiyor. Ebû Hanife ona der ki: “Yolda yemek yemeğe kendine cevaz veriyor musun?” Cevaben der ki: “Yâ Ebû Hanife, bunu bana sen mi diyorsun? Nefsim alacakmıdir. Ekmek te benim elimde. Rasûlullah (sas) “Zengin kimsenin borcunu ödemeyi uzatması zulümdür.” buyuruyor. Eve gelinceye kadar onun hakkına nasıl mani olabilirim ki?”

İnsanın dünya işleri ile devamlı olarak zihnini meşgul etmesi haramdır. Rasûlullah (sas) giyindiği bir elbise ile ilgili olarak sahabeden Mikdâd b. Esved’e (ra) şöyle dedi: “Zihnini mal ile meşgul etmekten kaçın. Kendine yetecek kadar olan maldan dolayı levmedilmezsin.

Mal ile ve malın çokluğu ile övünmek te haramdır. Al-lahü teâlâ şöyle buyuruyor: “Bilin ki, dünya hayatı, oyun, oyalanma, süslenme, aranızda övünme ve daha çok mal ve çocuk sahibi olmaktan ibarettir…” Bir başka âyette de şöyle buyuruluyor: ‘Yaptığın iyiliği çok görerek başa kakma.” Bir başka âyet: “Mal ve oğulları var diye (aldırış etmeyesin).” “Sizi çoklukla böbürle-niş (o derecede) oyaladı (ki) ta kabirler(e kadar gidib)

ziyaret ettiniz.” Bütün bu âyetler gösteriyor ki, malın çokluğu ile övünmek haramdır.

Kaynak:İslam itikadında helal kazaç .İmam Muhammed Şeybani H.z

..

Bir Yanıt to “İsrafın Çeşitleri”

  1. ela said

    ben örnek istiyorum ama internet yani

    Beğen

Yorum bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.