Archive for 06 Şub 2008
GÜZEL SÖZLER-Türk ve İslam Büyüklerinden Hazır Cevaplar
Posted by Site - Yönetici Şubat 6, 2008
Posted in Düşündüren Sözler, Diger Konular, Güncel, Gündem, Güzel Sözler, Genel, Muhabbet, Tavsiyeler, Türkiye, İlginç | 2 Comments »
Moğol Müslümanları ilgi bekliyor!
Posted by Site - Yönetici Şubat 6, 2008
Moğol Müslümanları ilgi bekliyor!
Dünyanın en soğuk başkentine sahip Moğolistan’da yüzyıllardır var olma mücadelesi veren Müslümanlar, kimliklerini yeniden kazanmak için Türkiyeli kardeşlerinden yardım bekliyor. İnsani Yardım Vakfı İHH ile bölgeye giderek yardım çalışmalarında bulunan Amasya Gönüllü Kuruluşlar Birliği Başkanı (GÖKBİR) Nuri Eken, Moğolistan’da Müslümanların Moğol ve Komünizm zulmüne karşı durduklarını ifade ederek, ülkede ezan sesi duydukları tek yerin Ülgi şehri olduğunu kaydetti. Eken, “Burada Azathan Hoca ve etrafındaki az sayıda insan çırpınıyor. Müslümanları yeniden teçhiz etmek için çabalıyorlar. Heyecanla İmam Hatip Lisesi açmışlar. İyi çalışmalar yapıyorlar” dedi.
300 yıl sonra ilk cami açıldı
Meşakkatli bir yolculuktan sonra Hoton Müslümanlarının yaşadığı bölgeye ulaştıklarını belirten Eken, “İHH’nın katkılarıyla 300 yüz yıldır ilk defa bir camii açıldı bu beldede… Öğlen namazında erkekler, kadınlar ve çocuklar cami içerisini hınca hınç doldurdu. Yazık ki bu insanlar ne namazı ne abdesti biliyorlar. Safların arasında yer alıp bize bakarak namaz kılmalarını sağladık. Kaybedilen değerlerin hüzünlü yarasını yeniden kazanabilme ümidi içeren merhemle dağıldık” diye konuştu.
Bölge insanının İslam’a susadığını bildiren Eken, cami yanındaki okulun müdiresinin din dersi kitapları getirildiği takdirde müfredata koyarak okutabileceğini söylediğini vurguladı. Türk Büyükelçiliği Din İşleri Danışmanı Asım Serçe ile tanıştıklarını söyleyen GÖKBİR Başkanı Eken, “Bizden Camii yapımına önem vermemizi istiyor. Ramazan ve Kurban kitapçıkları ile İlmihal basımı yaptırmak istiyorlar. Serçe, Kutlu Doğum Haftasının önemli olduğunu belirtiyor. Biz de Kazakça-Moğolca alt yazılı ‘Çağrı’ filminin oluşturacağı etkiyi düşünüyoruz. Sünnet şölenlerinin yaygınlaştırılmasının faydalı olacağını da tespit ettik” şeklinde konuştu.
“Ezanın büyük nimet olduğunu İstanbul’da anladık”
İnsanların önemli bir kısmının çadırlarda yaşadığını ve işsizliğin had safhada olduğunu kaydeden Eken, “En büyük geçim kaynağı hayvancılık. Temel besin kaynağı da et. Bu dondurucu soğuklara karşı yağlı et önemli bir direnç unsuru. İnsanları esmer tenli, zayıf yapılı ve kilo problemleri yok. 7 mahallenin muhtarını İHH çadırına misafir edip bölgenin sorunları, çözüm önerileri, istek ve teklifleri hakkında bilgi aldık. Deri Fabrikası kurulmasını istiyorlar. İşsizliğin böyle sona erebileceğini ve bölge de 3 milyon 4 yüz bin hayvan olduğunu söylüyorlar” dedi. Eken, şöyle konuştu: “Yaklaşık 14 bin kilometrelik yolculuk yaptık. Buralarda derin bir maddi sıkıntı ve yoğun bir bilgisizlik var. Nimetin kıymeti kaybedilince anlaşılırmış. Şu semalarda yankılanan ezanın bile ne büyük nimet olduğunu İstanbul’a döndüğümüzde anladık”
Posted in Diger Konular, Güncel, Gündem, Genel, Türkiye | Etiketler: bekliyor, ilgi, Müslümanları, Moğol | 2 Comments »
Karınca
Posted by Site - Yönetici Şubat 6, 2008
Karınca ve Kanuni Sultan Süleyman ..
Kanuni Sultan Süleyman, sarayın bahçesindeki armut ağaçlarını kurutan karıncaların öldürülmesi için Şeyhül İslam Ebussud Efendi’den şu beyitle fetva istemiş:
Dırahta ger ziyân etse karınca
Zararı var mıdır ânı kırınca
(Ürünlere zarar veren karıncaların öldürülmesinde dinen bir zarar var mıdır?)
Ebussud Efendi bir beyitle cevap vermiş:
Yarın Hakkın divanına varınca
Süleyman’dan hakkın alır karınca
Posted in Düşündüren Sözler, Diger Konular, Güncel, Gündem, Güzel Sözler, Genel | Leave a Comment »
KIBLENİN DEĞİŞMESİ
Posted by Site - Yönetici Şubat 6, 2008
KIBLENİN DEĞİŞMESİ
İslâm’ın ilk yıllarında namaz, Beyt-i Makdis’e (Kudüs’e) doğru kılınıyordu. Ancak, Hicret’ten önce Rasûlullah (s.a.s.) Mekke’de namaz kılarken, mümkün mertebe Kâbe’yi arkasına almaz; Kâbe, kendisiyle Beyt-i Makdis arasında kalacak şekilde, Rükn-i Yemânî ile Rükn-i Hacer-i esved arasında namaza dururdu. Böylece hem Kâbe’ye hem de Kudüsteki Mescid-i Aksa’ya yönelmiş oluyordu. Hicretten sonra Medine’de Mescid-i Aksa’ya yöneldiğinde Kâbe’nin arka tarafta kalmasından Rasûlullah (s.a.s.) üzüntü duyuyor, kıblenin Kâbe’ye çevrilmesini içten arzu ediyordu.(160) Çünkü Kâbe, atası Hz. İbrahim’in kıblesiydi.
Hicretten 16-17 ay kadar sonra, Şaban ayının 15’inci günü Hz. Peygamber (sa.s.) Medine’de Selemeoğulları Yurdu’nda öğle namazı kıldırırken, ikinci rek’atın sonunda;(161)
“Yüzünü gök yüzüne çevirip durduğunu görüyoruz. Seni elbette hoşnut olduğun kıbleye çevireceğiz. Hemen yüzünü Mescid-i Harâm’a doğru çevir. (Ey mü’minler) siz de nerede olursanız, (namazda) yüzlerinizi, onun tarafına çeviriniz…” (el-Bakara Sûresi, 144) anlamındaki âyet nâzil oldu. Hz. Peygamber yönünü hemen Kudüs’ten Mescid-i Harâm’a çevirdi. Cemâat da saflarıyla birlikte döndüler. Kudüs’e doğru başlanılan namazın, son iki rek’atı, Kâbe’ye yönelinerek tamamlandı. Bu yüzden Selemeoğulları Mescidine “Mescid-i Kıbleteyn” (iki kıbleli mescid) denilmiştir
BEDİR SAVAŞI (17 Ramazan 2 H/13 Mart 624 M.)
“Siz güçsüz bir durumda iken Allah size Bedir’de yardım etmişti”. (Âl-i İmran Sûresi, 123)
a) Kureyş’in Gönderdiği Kervan
Kureyş Medine’yi basıp Rasûlullah (s.a.s.)’i öldürmek, Müslümanlığı ortadan kaldırmak için hazırlanıyordu. Yapılacak savaşın masraflarını karşılamak üzere, Ebû Süfyân’ın başkanlığında büyük bir ticâret kervanını Medine yolu ile Şam’a göndermişlerdi. Nahle Vâdisinde öldürülen Hadramî oğlu Amr’ın kardeşi Âmir, Mekke sokaklarında çırılçıplak:
-“Vâh Emrâh, vâh Amrâh…” diyerek dolaşıyor, halkı savaşa ve intikama teşvik ediyordu. Kervan döner dönmez, Medine’ye hücûm edeceklerdi.
Gönderdiği seriyyeler (keşif birlikleri) vasıtasıyla Hz. Peygamber (s.a.s.), Mekke’de olup bitenleri, yapılan hazırlıkları tamâmen öğrenmişti. Ebû Süfyân’ın idâresindeki ticâret kervanından elde edilecek kazanç, Müslümanlarla yapılacak savaş için kullanılacaktı. Bu yüzden Rasûlullah (s.a.s.) Şam’a giderken engel olmak üzere “Uşeyre” denilen yere kadar bu kervanı tâkip etmiş fakat yetişememişti. Dönüşünü haber alınca, kervanı ele geçirmek üzere, Ramazan’ın 12’inci günü Abdullah b. Ümmi Mektûm’u imâm bırakarak 313 kişi ile Medine’den çıktı. Yolda ensârdan Ebû Lübâbe’yi Medineye muhâfız tâyin ederek, geri çevirdi. 8 kişi de mâzeretleri sebebiyle izin aldıklarından 64’ü muhâcir, diğerleri de ensârdan omak üzere 305 kişi kaldılar. 6 zırh, 8 kılıç, 3 at, 70 develeri vardı. Binek yetişmediği için develere nöbetleşe biniyorlardı.
Ebû Süfyan, dönüşte Müslümanların kervana saldırma ihtimâline karşı Mekke’ye haberci göndererek korunması için yardım istemişti. Esâsen aylardan beri savaş hazırlığı içinde olan Mekkeliler kervanı kurtarmak ve Müslümanlardan intikam almak üzere Ebû Cehil’in komutasında 950-1000 kişilik bir ordu ile hareket ettiler. Ebû Leheb’den başka bütün Kureyş ulularının katıldığı bu ordunun 200’ü atlı, 700’ü develi, diğerleri de yaya idi. Zırh, ok, mızrak, kılıç gibi her türlü savaş âlet ve silahları tamamdı. Ebû Leheb, hastalığı sebebiyle sefere katılamamış, yerine bedel göndermişti.
b) İki Tâifeden Biri
Kervanı araştırdığı esnâda, yolda Safrâ yakınlarında Zefiran Vâdisi’nde Kureyş’in büyük bir ordu ile kervanı kurtarmak üzere Medine’ye doğru yürümekte olduğunu haber alan Rasûlüllah (s.a.s.) durumu Müslümanlara anlatarak: Yazının devamını oku »
Posted in Diger Konular, Dini Konular, Güncel, Gündem, Genel, H.z Muhammed ( s.a.v ), Peygamberler, Siyer-i Nebi, Tavsiyeler, Türkiye, Yorumlar, İslam Tarihi | Leave a Comment »