Archive for 28 Kas 2007
H.z. Muhammed (s.a.v.)’in Soyu (Nesebi)
Posted by Site - Yönetici Kasım 28, 2007
Peygamber (s.a.s.) Efendimizin soyu, çok temiz ve çok şerefli bir neseb zinciridir. Bir hadisi şerifte Rasûl-i Ekrem Efendimiz:
Diğer bir hadisi şerifte bu seçilme işi şöyle anlatılmıştır.
“Allah beni, dâima helâl babaların sulbünden, temiz anaların rahmine naklederek, sonunda babamla annemden ızhâr etti. Âdem’den, anne-babama gelinceye kadarki nesebim içinde nikâhsız birleşen olmamıştır”. (24)
Posted in Diger Konular, Dini Konular, Güncel, Gündem, H.z Muhammed ( s.a.v ) | Leave a Comment »
Kurban Nasıl Kesilir
Posted by Site - Yönetici Kasım 28, 2007
Kurban Nasıl Kesilir
Sual: Kurban keserken dikkat edilecek hususlar nelerdir?
CEVAP
1- Önce diz boyu çukur kazılır. Kurbanın gözleri tülbent ile bağlanır. Kıbleye dönük olarak sol yanı üzerine yatırılır. Boğazı çukurun kenarına getirilir. İki ön ve bir arka ayakları, uçlarından bir araya bağlanır. Üç kere bayram tekbiri okunur. Sonra Bismillahi Allahü ekber diyerek, deveden başka hayvanın boğazının herhangi bir yerinden kesilir. Bismillahi derken, (h)yi belli etmek gerekir. Belli edince, Allahü teâlânın ismi olduğunu düşünmek lazım olmaz. (h)yi açıkça belli etmezse, Allahü teâlânın ismini söylediğini düşünmek gerekir. Bunu da düşünmezse, hayvan leş olur, yenmez.
2- Sadece Bismillahi veya Bismillahirrahmanirrahim, yahut La ilahe illallahü demek de caizdir. Fakat evla olanı, Bismillahi Allahü ekber demektir.
3- Besmele çekilince hemen kesmek şarttır. Besmele çektikten sonra, bıçağı bilerse Besmeleyi tekrar etmesi gerekir. Besmele çektikten sonra, hayvan yerinden kalkarsa, yatırdığı zaman tekrar Besmele çekmesi gerekir. Fakat bir kelime söylemek, bir lokma yemek ve bir yudum su içmek gibi az bir ara vermenin zararı yoktur.
4- Besmele çektikten sonra, elindeki bıçağı bırakıp, başka bir bıçak alsa, Besmeleyi tekrar çekmesi gerekmez. Fakat bir hayvan için Besmele çektikten sonra, onu bırakıp başka bir hayvan kesecek olsa, Besmeleyi tekrar çekmesi gerekir.
5- Arka arkaya birkaç hayvanı boğazlayacak kişinin, hepsi için ayrı ayrı Besmele çekmesi gerekir. Fakat hayvanları, üst üste yatırıp kesecek olsa, bir Besmele kâfidir. Bir hayvanı iki kişi kesse, ikisinin de Besmele çekmesi gerekir.
6- Besmele unutulursa zararı olmaz. Kasten Besmelesiz kesmek haramdır.
7- Hayvanın boğazında Meri denilen yemek borusu, Hulkum denilen hava borusu ve Evdâc denilen iki yanda birer kan damarı vardır. Bu dört damardan üçü bir anda kesilmelidir.
8- Şafii`de ise yemek borusu ile nefes borusu kesilirse kâfidir. Ancak gırtlak düğümü baş tarafında kalmalıdır! Gırtlak düğümünün tamamı vücut tarafında kalırsa, kesilen hayvan yenmez. Bilhassa bu hususa dikkat etmek gerekir.
9- Kurban kesenin kıbleye karşı dönmesi sünnettir.
10- Erkek ve kadın Müslümanın, sarhoşun, cünübün, delinin, bunağın ve çocuğun Besmele ile kestiği yenir. Ehl-i kitabın [gerçek Hıristiyan veya Yahudinin] kestiği de yenir. Fakat ehl-i kitaba kurban kestirmek mekruhtur. Dilsiz ve sünnetsizin hayvan kesmesi mekruhtur.
11- Solak bir kimsenin sol eli ile kurban kesmesinde mahzur yoktur. Temiz işleri yaparken, sağdan başlamak sünnet-i zevaiddir. Yani müstehaptır. Özürsüz terk etmek tenzihen mekruh olur. Bir özürle soldan başlamak mekruh olmaz. Yani sol el ile kesilen hayvan ve kurban yenir.
12- Kurbanı bayıltıp kesmek caizdir. Kafasını bir kerede koparıp kesilen de yenir fakat öyle kesmek günah olur. Hayvanı ensesinden kesmek haramdır ama eti yenir.
Sual: Büyük hayvanı kurban ederken arka ayağından traktör veya vinç vasıtası ile asarak kesmek hayvana eziyet vermek sayılır mı?
CEVAP
Böylesi daha uygundur.
Sual: Almanya`da kurbanları müslüman kesiyor, gayrı müslim yüzüyor. Böyle yüzülmüş kurban etini yemek caiz midir?
CEVAP
Yenmesinde mahzur yoktur. İmam-ı Rabbani hazretleri, gayrı müslim, bir şeye elini sürünce, o şeyin pislenmeyeceğini bildiriyor. Kitab ehli olan gayrı müslimlerin, Besmele ile kestiklerini yemenin de caiz olduğunu açıklıyor. Fakat zaruretsiz yememek iyi olur.
Sual: Hayvanı boğazlarken, Meri, Hulkum ve Evdac damarlarını kestikten sonra, hayvanın canı çıkmadan bir başkası besmelesiz olarak kafasını keserse, bu şekildeki kesim caiz mi?
CEVAP
Öyle yapmak uygun değil, besmele ile de olsa uygun olmaz. Fakat eti yenir.
Sual: Kurban kesene ücret olarak kurbanın eti ve derisi verilir mi?
CEVAP
Kurban kesene ücret olarak kurbanın eti ve derisi verilmez. Derisini, evde dağarcık, mest, sofra, seccade gibi şeyler yapıp kendisi de kullanır. Derisi, eti satılırsa, parası fakire sadaka verilir.
Sual: Abdestsiz kurban kesmek caiz midir?
CEVAP
Sahih olur. Hatta mecbur kalınsa, cünüp kesilse de sahih olur. (Fetava-i Hindiyye)
Sual: Kurban hayvanını yüzmek için şişirmekte mahzur var mıdır?
CEVAP
Mahzur yoktur.
Posted in Kurban, Soru Ve Cevaplar | Etiketler: KURBAN NASIL KESİLİR? | 2 Comments »
Hayvanı Şoklamak
Posted by Site - Yönetici Kasım 28, 2007
Hayvanı Şoklamak
Sual: Avrupa`da güya hayvana eziyet olmasın diye, hayvanı şoklayarak bayılttıktan sonra kesiyorlar. Etini yemekte mahzur var mıdır?
CEVAP
Böyle kesmek, hayvana eziyet ise de, ölmeden önce kesildiği için etini yemekte mahzur yoktur.
Bir cihaz imal edilince, bunun nasıl kullanılacağı, buna nasıl bakım yapılacağı, bunu yapan tarafından açıklanır. Allahü teâlâ da, bütün mahlukatı yaratmış, nasıl hareket etmeleri gerektiğini de bildirmiştir. Canlı cansız her şeyi insanların istifadesi için yaratmıştır. Hayvanların kesilmesini ve nasıl kesileceğini Allahü teâlâ bildirmiştir. Eğer hayvanı dinimizin bildirdiği şekilde kesmek zulüm olsaydı, elbette Allah bunu emretmezdi. Çünkü Allahü teâlâ hiçbir mahluka zulmetmez. (Nahl 33)
Bir kimse, birine iyilik etmek için çok yorulsa, yorulmasından şikayet etmez, aksine hizmet ettim, iyilik ettim diye zevk alır. Parasını kaybeden kimse, üzülür. Fakat bunu isteyerek bir hayır kuruluşuna, bir fakire veren kimse ise buna sevinir.
İşte bunlar gibi, kurban da, bir Müslümana faydam oldu diye sevinir. O acı ona zevk verir. Ölüm acısı, dünya acılarının hepsinden daha acıdır. Bir kimse uyku hapı içerek veya narkozla her tarafı uyuşturulduktan sonra da ölse, çok şiddetli olan ölüm acısını duyar. Fakat bazı müminler, kurşun yağmuruna tutulsa, bu acıyı duymaz. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Şehid ölüm acısını duymaz.) [Beyheki]
Bunlara acı duyurmayan Allahü teâlâ, günahsız olan hayvanların acı çekmesini emreder mi? Hayvanları kesin buyurur mu? Allah`ın yarattığına, Allah`tan daha merhametli kimse olamaz.
Posted in Kurban, Soru Ve Cevaplar | Leave a Comment »
Hayvan Kesilirken Mekruh Olan Şeyler
Posted by Site - Yönetici Kasım 28, 2007
Hayvan Kesilirken Mekruh Olan Şeyler
Sual: Hayvan kesilirken mekruh olan şeyler nelerdir?
CEVAP
Bazıları şunlardır:
1- Kurbanı, kesilecek yere sürükleyerek çekmek, sebepsiz incitmek.
2- Bıçakları hayvanı yatırdıktan sonra bilemek ve birini ötekinin gözü önünde kesmek mekruhtur.
3- Soğumaya başlamadan, yani çırpınması durmadan ensesini de kesmek mekruhtur.
4- Hayvan tamamen ölüp çırpınması durmadan, omuriliğini keserek başını koparmak ve derisini yüzmeye başlamak mekruhtur.
5- Kamış, taş gibi keskin şeyler ile kesmek, kör bıçakla kesmeye çalışmak mekruhtur.
6- Doğurması yakın olan hayvanı kesmek mekruhtur.
7- Gasp edilmiş bıçakla kesmek mekruhtur.
**********************************************************************
Kurban kestikten sonra namaz kılmak
Sual: Kurban kesildikten sonra namaz kılmak gerekir mi?
CEVAP
Kılmak gerekmez. Ancak kurban kesildikten sonra, dünya kelamı konuşmadan iki rekat nafile namaz kılmak iyi olur. Namazdan sonra, kurban kesilirken okunan duayı okumalı ve Ya Rabbi, İbrahim aleyhisselamın kurbanını kabul ettiğin gibi, benim kurbanımı da kabul eyle demelidir!
Kurban keserken okunacak dua şöyledir:
(Bismillahi vallahü ekber, la ilahe illallahü vallahü ekber, Allahümme haza minke, inne salâti ve nüsüki ve mahyaye ve memati lillahi Rabbilalemin, la şerike lehü, bizalike ümirtü ve ene evvelül müslimin)
Sonra da dileğini ister. Bu durumda istenen şeye kavuşulacağını Peygamber efendimiz bildirmiştir.
Sual: Hayır kurumlarına verilen kurban vekaletlerinde namazını ne zaman kılmak uygundur?
CEVAP
Namaz kılmak lazım değildir. Kılınırsa iyi olur. Kurban kesildikten sonra kılınır. Bunun için kurbanın ne zaman kesildiği bilinmiyorsa, bayramın üçüncü günü kılınabilir.
Posted in Kurban, Soru Ve Cevaplar | 4 Comments »
Kurban Ne Zamana Kadar Kesilebilir
Posted by Site - Yönetici Kasım 28, 2007
Kurban Ne Zamana Kadar Kesilebilir
Sual: Kurban ne zamana kadar kesilebilir?
CEVAP
1- Kurban, bayramın üçüncü günü, güneş batıncaya kadar kesilebilir. Bayram namazından önce kesilmez.
2- Cuma kılınmayan mezra denilen küçük köylerde, fecirden sonra, bayram namazından önce de kesilebilir. Gece kurban kesmek caiz ise de mekruhtur.
3- Şafii`de, bayramın dördüncü günü de, kesilebilir. Birçok kimsenin vekili olan, bir mazeretle bayramın üçüncü günü de kurbanları kesememişse, Şafii`yi taklit edip, dördüncü günü de kesebilir.
4– Nafile, akika ve adak hayvanı, her zaman kesilebilir. Fakat bayramda kesilmesi iyi olur.
5- Bayram Cumaya rastlarsa da, kurban, bayram namazı kılındıktan sonra kesilir.
6- Kurban bayramının üçüncü günü fakir olacağını veya sefere çıkacağını bilene, ilk günü kurban kesmek vacip olmaz. Keserse vacip olarak eda etmiş olur.
7- Fakir, bayramın ilk günü bir koç alıp kestikten sonra, üçüncü günü zengin olsa, iade gerekmez. Vacip yerine gelmiş olur. Üçüncü günü zengin olacağını bilenin de, ilk günü kurban kesmesinde mahzur yoktur.
Sual: Gece kurban kesmek caiz midir?
CEVAP Mekruhtur. İhtiyaç veya zaruret olmadan kesilmez. Gündüz kesme imkanı bulunamamışsa, ertesi günü kesme imkanı da yoksa gece kesmek caiz olur.
Kurban, üçüncü günü akşam ezanına kadar kesilir. Daha sonra kesilmez.
Kurban kesiminde ihtiyatlı davranmak
Sual: Bayram olduğuna karar verilip ve bayram namazı kılınıp, kurban kestikten sonra, Arefe olduğu anlaşılırsa, namaz ve kurban ne olur?
CEVAP
Şahitler ile, meşru olarak bayram olduğuna karar verilip ve bayram namazı kılınıp, kurban kestikten sonra, Arefe olduğu anlaşılırsa, namaz ve kurban kabul olur.
Ramazan ve Kurban bayramının şahitlerle meşru olarak anlaşılmadığı, hilalin gözetilmediği yerlerde, çeşitli hesap usulleri vardır. Bu usuller ile Zilhicce ayının ilk günü ve buradan da onuncu günü, yani Kurban bayramının ilk günü hesap edilir. Bayramın birinci günü, hesap ile bulunan gündür. Yahut, bir gün sonradır. Bir gün önce olamaz. Çünkü, gökte, ay, doğmadan önce görülemez.
İhtiyatlı hareket etmiş olmak için, böyle yerlerde, kurbanları, hesap ile bulunan bayramın ikinci günü kesmelidir. Sevabı ölülere gönderilecek olanı ise, hesap ile bulunan ilk gün kesmelidir. Çünkü, ölüler için, Arefe günü veya yılın her gününde kesilebilir.
Sual: Ramazan bayramı gibi, kurban bayramının hilali de, dünyanın bir yerinden görülünce, her yerde görülmüş sayılmıyor mu? Bir de hilal görülmeden bir gün önce bayram edilse, kesilen kurbanlar sahih olmaz mı?
CEVAP
İslam Ahlakı kitabında bildiriliyor ki:
İbni Âbidin hazretleri buyuruyor ki: İmam-ı Sübki hazretleri, (Şabanın otuzuncu gecesi hilali gördüğünü bildiren olsa, hesap ile de, hilalin bir gece sonra doğacağı tespit edilse, burada hesaba inanılır. Çünkü, hesapla anlaşılan kesindir. Doğmadan bir gece önce görülmesi imkansızdır) buyurdu. Şems-ül-eimme Halvani hazretleri de buyuruyor ki: (Ramazan ayının başlaması, hilalin görülmesi ile olur. Hilalin doğması ile başlamaz. Hesap, hilalin doğduğu geceyi bildirdiği için, Ramazan-ı şerif ayının başlaması hesap ile anlaşılamaz. İki adil Müslümanın, (hilali gördük) demeleri ile veya Kadı`nın hüküm etmesi ile, bir yerde Ramazan başlayınca, dünyanın her yerinde oruca başlamak lazım olur. Hac, kurban ve namaz vakitleri böyle değildir. Bunlar vakitlerinin bir yerde malum olması ile, başka yerlerde de böyle olmaları lazım gelmez.) [Redd-ül-muhtar]
Hesaplar doğru yapılırsa hilalin doğuşunu tespit etmek güç değildir. Çünkü Allahü teâlânın nizamında zerre kadar yanlışlık olmaz. Hilal, hesabın bildirdiği saatte doğar, saniye şaşmaz. Hesaptan bir gün önce bayram etmek ilme aykırıdır, yanlıştır. Çünkü hesaptan önce hilalin görülmesi imkansızdır. Güneşin doğuşu da aynen ayın doğuşu gibidir. Bir kimsenin güneş doğmadan ben güneşi gördüm demesi elbette yanlıştır. Güneş ancak takvimlerde bildirilen saatte doğar. Daha önce doğması imkansızdır. Ama güneş doğduğu halde, hava bulanık olduğu için görülmeyebilir.
Ayların başlamasını gösteren hilal de böyledir. Hilal hesapla bulunan gün ve saatte doğar. Ancak o gün o saatte görülmeyebilir. Dinimiz hilalin doğmasını değil, görünmesini esas alır. Hilal görülmedikçe hesapla veya ayları tespit usulleriyle bulunan günde bayram yapılmaz.
Ramazan hilali dünyanın herhangi bir yerinde görülünce, orucun başlaması ve Ramazan bayramı her yerde aynı gün olur. Dürer`deki hadis-i şerifte buyuruluyor ki:
(Sizin orucunuz, herkesin oruç tuttuğu gündedir. İftarınız da herkesin iftar ettiği gündedir.) [Tirmizi, Ebu Davud]
Bu hadis-i şerif, normal Türkçe ile şöyle söylenir:
(Herkes oruca başlayınca siz de başlayın, herkes bayram edince, siz de bayram edin.)
Fakat kurban bayramı böyle değildir. Amerika`da zilhicce hilali görülse, Türkiye`de görülmese, Türkiye`de de görüldü kabul edilmez.
Kurban bayramının hesapla tespit edildiği yerlerde, şer`an sabit olan bayramı bilmedikleri için, müslümanların, bayram zannederek Arefe günü kestikleri kurbanlar sahih olur.
İhtiyatlı hareket etmiş olmak için, her zaman kurbanları, hesap ile bulunan bayramın ikinci günü kesmelidir.
Posted in Bunları Biliyormuydunuz, Diger Konular, Dini Konular, Fetvalar, Kurban, Soru Ve Cevaplar | Etiketler: Bunları Biliyormuydunuz, Kurban, Kurban Ne Zamana Kadar Kesilebilir | 2 Comments »
Medine Ziyareti
Posted by Site - Yönetici Kasım 28, 2007
Medine Ziyareti
Hz. Muhammed (s.a.s.) dört yaşından altı yaşına kadar, öz annesi Âmine ile kaldı, O’nun şefkat ve ihtimâmı ile yetişip büyüdü. Altı yaşında iken, babasının Medine’de bulunan kabrini ziyâret etmek üzere, annesi ve sadık hizmetçileri Ümmü Eymen’le beraber Medine’ye gittiler. Medine’deki akrabaları Neccâroğullarında bir ay kadar misâfir kaldılar. Dönüşte, Medine’nin 23 mil güneyinde Ebvâ Köyü’nde Âmine hastalandı.(31) Henüz doğmadan babasından yetim kalmış olan Hz. Muhammed (s.a.s.) altı yaşında iken annesinden de öksüz kalıyordu. Bu acıyı bütün varlığı ile hisseden anne, oğlunu şefkat dolu gözlerle süzdü.
Bağrına basıp uzun uzun öptü. Masûm yüzüne bakarak
“Her yeni eskiyecek, her fâni yok olup gidecek,
Ben de öleceğim, fakat buna gam yemem,
Namımı ebedi kılacak hayırlı bir halef bırakıyorum…” anlamına bir şiir söyledi. Bu sözlerden sonra vefât etti.(32)
Annesinin ölümünden sonra çocuğu Ümmü Eymen Mekke’ye götürüp dedesi Abdülmuttalib’e teslim etti.
Altı yaşından sekiz yaşına kadar, çocuğa dedesi Abdülmuttalib baktı. Abdülmuttalib seksen yaşını geçmiş bir ihtiyârdı. Peygamber (s.a.s.) Efendimiz sekiz yaşında iken dedesi de öldü. Ölürken, on oğlu içinden Hz. Muhammed (s.a.s.) Efendimizin yetiştirilmesini, öz amcası Ebû Tâlib’e bıraktı.(33/1)
Yıllar sonra, Hicret’in 6’ıncı yılı Hudeybiye Barışı dönüşünde Rasûlullah (s.a.s.) Efendimiz, annesinin kabrini ziyâret edip, teessürle gözyaşı döktü.
Annemin bana olan şefkatini hatırlayarak ağladım, buyurdu. (33/2)
Posted in H.z Muhammed ( s.a.v ), Peygamberler | Etiketler: Medine Ziyareti | Leave a Comment »
HZ. MUHAMMED (S.A.S.) SÜT ANNE YANINDA
Posted by Site - Yönetici Kasım 28, 2007
HZ. MUHAMMED (S.A.S.) SÜT ANNE YANINDA
Başlangıçta çocuğu (3 veya 7 gün) annesi Âmine emzirdi.(26) Sütü yetmediği için, daha sonra amcası Ebû Leheb’in azatlı câriyesi Süveybe tarafından emzirildi.(27)
Fakat Hz. Muhammed (s.a.s.)’in devamlı süt annesi Hevâzin Kabîlesinin Sa’doğlulları kolundan Halîme oldu.
Mekke’nin havası ağır olduğu için, Mekkeliler yeni doğan çocuklarını çölden gelen süt annelere verirlerdi. Çöl ikliminde çocuklar hem daha gürbüz yetişiyor, hem de bozulmamış (fasih) Arapça öğreniyorlardı. Hz. Muhammed (s.a.s.)’de bu âdete göre süt annesi Halîme’ye verildi. Halîme, yetim bir çocuğu emzirmenin kârlı bir iş olmayacağı düşüncesiyle, başlangıçta tereddüt göstermişse de, daha sonra bu çocuğun evlerine uğur ve bereket getirdiğini görmüş ve O’nu öz çocuklarından daha çok sevmiştir. Süt kardeşi Şeyma da bakımında annesine yardımcı olmuştur.(28)
Hz.Muhammed (s.a.s.) süt annesi ve süt kardeşleri ile sonraki yıllarda dâima ilgilenmiştir. Halîme kendisini ziyârete geldiği zaman onu “anacığım” diyerek karşılamış, altına elbisesini yayarak, saygı göstermiştir.(29)
Hz. Muhammed (s.a.s.) dört yaşına kadar, süt annesinin yanında çölde kaldı. Dört yaşında Halîme çocuğu Mekke’ye götürerek annesine teslim etti. İslâm târihçileri, bu esnada “şakk-ı sadr” (göğüs açma) olayının meydana geldiğini, çocukta görülen bu gibi olağanüstü hallerin Halîme’yi endişelendirdiğini, bu yüzden çocuğu annesine teslime mecbûr kaldığını naklederler.(30)
Posted in H.z Muhammed ( s.a.v ), Peygamberler | 26 Comments »