AKŞEMSEDDİN H.z
Posted by Site - Yönetici Temmuz 28, 2007
AKŞEMSEDDİN H.z
Aksemseddin; Hazret-i Ebûbekir’in evladindan, Sihâbüddin Sühreverdi’nin torunudur. Babasi Seyh Hamza (Kurtbogan adiyla meshurdur) âlim biridir ve oglunu mükemmel yetistirir. Mübarek, dudak uçuklatacak kadar zekidir. Hizli ilerler ve genç yasta müderris olur. Osmancik medreselerinde talebe okutur. Evet yörede hatiri sayilir bir âlimdir, ancak isin hâkikatina varmak ister. Bunun tek yolu vardir ”ledün ilminde mütehassis bir velinin” huzurunda diz çökmek.
Arar, sorar, istihareye yatar. Zihninde iki isim berraklasir. Bunlardan bir osman002.jpg (43111 Byte)tanesi Hâlep’te ki Zeynüddin Hafi Hazretleridir. Digeri Ankara’daki Haci Bayram-i Veli. Aksemseddin yakindan baslar. Önce Ankara’ya gider. Ancak Haci Bayram Hazretlerini kapi kapi teberrû toplarken görür ve yikilir. Nedenini, niçinini sormaz bile, oraciktan döner, yürür Hâlep’e. Ancak yolda gördügü rüyalarda, nasibinin Haci Bayram elinden oldugu isaret edilir. Hatta zincirlerle çekilir ki, uyandiginda izi vardir boynunda. Saskinlik ve pismanlik içinde Ankara’ya döner. Yüce veliyi orak tirpan çalisirken bulur. Mübârek garibin birine yardim eder ki kan ter içindedir. Aksemseddin bin pismandir, boyun büker… Ve kavusur affa.
Haci Bayram Hazretleri bu mütevazi talebesini çok sever, O’na hususi bir ihtimam gösterir. Aksemseddin ayrica iyi bir hekimdir de. Pastör’den asirlar evvel hastaliga sebep olan mikroplari ve karantinanin mantigini anlatir. Hatta o yillarda ”seretan” adiyla bilinen kanseri teshis eder.
Istanbul’un kusatildigi günlerde Fatih Anadolu’daki âlimleri ordugâha davet eder. Hepsi mükemmel insanlardir, ancak Aksemseddin’le aralarinda anlatilmaz bir muhabbet baslar. Nedendir bilinmez bu akça pakça veliyi görünce içi rahatlar. Tabiri caizse kani kaynar.
Istanbul gibi bir sehri almak kolay degildir. Dev surlar, haçli yardimlari, derin hendekler, asilmaz zincirler, Rum atesi denen bela ve güçlü düsman. Bunlar bilinen seylerdir ve Fatih herbirine tedbir düsünür.
YEMEGI IÇMEYI UNUTUR
Ancak, bazi komutanlar (ki bir çogu baba emanetidir) zafere inanmazlar. Açiktan açiga ”Bu devletin askerine, akçesine yazik degil mi canim?” derler, ”Maceranin sirasi mi simdi?”
Genç sultani Bizansla bogusmak degil, yanindakilerle ugrasmak yorar. Yemeyi içmeyi unutur, uykuyu dagitir. Kendini fena yipratir. Geceler boyu aglar ki yastigi hiç kurumaz. Muhasara baslayali 50 gün geçer, lâkin gözle görülür bir ilerleme yoktur . Rumlar yikilan surlari aninda yapar, o acaib atesleri ile zemini degil, suyu bile yakarlar. Fidan gibi yigitler ardarda düserler topraga. Sultan Mehmed kalabaliklar içinde yalnizdir. Hatta zaman zaman kusatmayi kaldirmayi düsünür.
Aksemseddin hazretleri onun zihninden geçenleri okur. ”Sakin ha!” der, ”Asla vazgeçme!” Zira o, müjdeyi Hizir Aleyhisselam’dan alir. Zaferden zerre kadar süphesi yoktur. Sehir düsünce, Fatih derin bir nefes alir, büyük güç ve itibar kazanir. Genç sultanin simdi tek arzusu vardir. Mihmandâri Resulullah Hâlid bin Zeyd’in kutlu kabrini bulmak.
Aksemseddin Hazretleri kusatmanin sürdügü siralarda türbenin bulundugu noktaya bir nur indigini görür. Fatih’i o mahalle götürür. Kisa bir murakabenin ardindan iki çinar dalini topraga diker ve kendinden emin bir ifadeyle. ”Büyük sahabe bunlarin arasinda yatiyor!” der. Ancak etraftan ”ne malum?” diyenler olur. Hatta birileri padisaha akil ögretirler. ”Bu dallari baska bir yere diktir bakalim” derler, ”ihtiyar molla farkedebilecek mi?” Fatih denileni yapar, hatta ilk isaret edilen yer kaybolmasin diye mührünü gömdürür. Ama Aksemseddin dallara bakmaz bile, ertesi gün milimi milimine ilk gösterdigi noktaya yönelir. Hatta bir ara durur ”Sultanimizin mührü” der, ”Ne ariyor orada?”
Büyük veli bakar, bu mevzu çok tartisilacak, süpheye mahal birakmaz. ”Kazin!” buyururlar. Topragin bir kulaç altindan yesil somaki bir tas çikar. Üstünde kûfi harflerle ”Hâzâ kabri Halid bin Zeyd” yazilidir. Kalabalik bir hos olur. Derhal türbe ve mescid hazirliklarina girisirler.
KAÇIS
Günler geçer, Fatih, Aksemseddin Hazretleri’ne sikça gelip gitmeye baslar. Öyle ki devlet isleri oyuncak gelir gözüne. Sarayi, otagi birakip dösegi tekkeye sermeye niyetlenir. Nitekim bir gün ”N’olur” der, ”Beni de dervisleriniz arasina alin”.
Aksemseddin, hani Fatih’e baba muamelesi yapan o gül yüzlü muallim birden ciddilesir, celalli bir edayla ”Hayir!” der, ”Osmanogullarinin dervise degil, sultana ihtiyaci var!”
Ama Sultan Mehmed’i iyi tanir. Yine gelecek, hem bu kez israr edecektir. Buna firsat vermez. Pilisini pirtisini toplamadan uzaklasir Istanbul’dan. O yillarda kus uçmaz, kervan geçmez bir kuytu olan Tarakli’ya çekilir, sonra Göynük civarlarina yerlesir, kendi halinde talebe yetistirir. Ama dualari Fatih’le birliktedir.
Göçemedin gitti yani…
Aksemseddin Hazretleri birgün oglunu (4 yasindaki Hamdi Çelebi) dizine oturtur. Minik yavru bülbül gibi Kur’an okur. Mübârek bir ara hanimina döner. ”Biliyor musun?” der, ”Aslinda dünyanin mihneti, zahmeti çekilmez ama suncagizin yetim kalmasina dayanamam. Yoksa çoktaaan göçerdim!” Hanimi omuz silker. ”Amaaan efendi” der, ”sen de göçemedin gitti yani.” Mübarek “Iyi öyleyse!” deyip kalkar. Göynüklülerle helallesir ve mescide çekilir. Talebelerine ”okuyun” buyururlar. Bir ara gözleri kapanir, yüzü aydinlanir. Kollari yana düser ve berrak bir tebessüm oturur dudaklarina. Müridleri eve kosarlar ”Basiniz sagolsun.” derler, “Efendi göçtü!”
.
Share this - Lütfen : Paylaş
İlgili
This entry was posted on Temmuz 28, 2007 11:16 am and is filed under Akşemseddin H.z, Bunları Biliyormuydunuz, Diger Konular, Dini Konular, Güncel, Gündem, Genel, Kim Kimdir ?, Tavsiyeler, Türkiye, Yorumlar, İslam Alimleri.
You can follow any responses to this entry through the RSS 2.0 feed.
You can leave a response, veya trackback from your own site.
ozcan said
Göynük Kaymakamlığı, Bolu Göynük Belediyesi ve Akşemseddin Hazretleri Vakfı tarafından düzenlenen Geleneksel Akşemseddin Hz. Anma Günü Etkinlikleri bu yıl 22-23 Mayıs’ta Göynük’te yapılacak.
Etkinlik kapsamında Göynük’ün tarihi ve kültürel mirasının tanıtımı, yerli turizmin geliştirilmesi ve inanç turizmin ilçede canlandırılması amaçlanıyor.
Proje içeriğinde akademik konuşmacı ve araştırmacılar, korolar ve konser ekipleri, tiyatro oyunları, sema gösterileri, havai fişek gösterileri, sergiler, film gösterileri, mevlüd ve Kuran tilavetleri, ücretsiz etli pilav ve ayran ikramı yapılacak. 2 gün sürecek olan etkinlikte Göynüğü 50 bin kişinin ziyaret etmesi planlanıyor.
23. AKŞEMSEDDİN HAZRETLERİNİ ANMA GÜNÜ ETKİNLİKLERİ PROGRAMI
22 MAYIS 2010 CUMARTESİ
16.00-17.30 Tiyatro Gösterisi (Terk-i Can Akşemseddin Hazretleri)
18.30-19.30 Mehter Korteji ve Konseri
20.00-20.30 Protokol Konuşmaları
20.30-21.00 Konuşmacı – Dursun GÜRLEK
21.00-22.00 İlahi ve Ezgiler – Eşref Ziya TERZİ
22.00-22.30 Sema Gösterisi – Konya Semazen Grubu
22.30-22.40 Havai Fişek Gösterisi
Kaynak: Sohbet & Genel Forum & Online Game http://www.gamestal.com/showthread.php?t=2281
23 MAYIS 2010 PAZAR
11.00 -13.00 Ömer Sekkini Hz. Türbe Ziyareti
Akşemseddin Hz. Türbe Ziyareti
Mehter Konseri
BELEDİYE MEYDANI (PAZAR YERİ)
Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı
Protokol Konuşmaları
YEMEK PROGRAMI
13.00-15.00 1 Protokol Yemeği
Belediye Düğün Salonu
11.30-15.00 2 Halka Açık Yemek
HAMAMÖNÜ MEYDAN
(Pilav-Ayran-Helva İkramı)
BeğenBeğen
ahmet uslu said
bu mübarek ilim sahipleri gibi yaşamayı nasib eyle ya rabbi
BeğenBeğen